English    Türkçe    فارسی   

1
2490-2499

  • پس ز دفع این جهان و آن جهان ** مانده‌‌اند این بی‌‌رهان بی‌‌این و آن‌‌ 2490
  • Onları bu cihan da defeder, o cihan da. O yolsuzlar da bu yüzden o cihandan da mahrum kalırlar, bu cihanda da.
  • سرکشی از بندگان ذو الجلال ** دان که دارند از وجود تو ملال‌‌
  • Ululuk sahibi Tanrının kullarından, velîlerden baş çeker, uzaklaşırsan bil ki onlar senden hoşlanmıyorlar, onlar seni istemiyorlar.
  • کهربا دارند چون پیدا کنند ** کاه هستی ترا شیدا کنند
  • Onların kehlibarları vardır, meydana çıkarırlarsa senin saman çöpü gibi olan varlığını deliye döndürür, kendilerine çekerler.
  • کهربای خویش چون پنهان کنند ** زود تسلیم ترا طغیان کنند
  • Kehlibarlarını saklarlarsa derhal seni azgınlığa teslim ederler.
  • آن چنان که مرتبه‌‌ی حیوانی است ** کاو اسیر و سغبه‌‌ی انسانی است‌‌
  • Hayvanlık mertebesi nasıl insanlığa esir ve mağlûpsa.
  • مرتبه‌‌ی انسان به دست اولیا ** سغبه چون حیوان شناسش ای کیا 2495
  • İnsan mertebesinin de Tanrı velîlerinin elinde hayvan gibi mağlûp olduğunu anla ey yoksul!
  • بنده‌‌ی خود خواند احمد در رشاد ** جمله عالم را بخوان قل یا عباد
  • Ahmed, irşadederken halka “Kullarım” dedi. Tanrı bütün âlemi “ Kul yâ ibâdî” diye çağır” buyurdu.
  • عقل تو همچون شتربان تو شتر ** می‌‌کشاند هر طرف در حکم مر
  • Senin aklın deveciye benzer, sen de devesin, Akıl, seni, ister istemez hükmünce çekip durmaktadır.
  • عقل عقلند اولیا و عقلها ** بر مثال اشتران تا انتها
  • Velîler, akılların aklıdır. Akıllar da ta en sonuncusuna kadar develere benzer.
  • اندر ایشان بنگر آخر ز اعتبار ** یک قلاووز است جان صد هزار
  • Onlara ibretle bak: bir kılavuz, yüz binlerce can!