نکتهی دیگر تو بشنو ای رفیق ** همچو جان او سخت پیدا و دقیق
Arkadaş; başka bir nükte daha duy. Bu nükte can gibi hem apaçık, meydandadır, hem gayet ince ve gizli.
در مقامی هست هم این زهر مار ** از تصاریف خدایی خوش گوار
Bir yer olur ki bu yılan zehri, Tanrı’nın tasarruflarıyla gayet tatlı ve lezzetli bir hale gelir.
در مقامی زهر و در جایی دوا ** در مقامی کفر و در جایی روا
Bir yerde zehirdir, bir yerde ilâç... Bir yerde küfürdü, bir yerde tam lâyık ve yerinde.
گر چه آن جا او گزند جان بود ** چون بدین جا در رسد درمان بود2600
Orada cana zarar verir ama burada derman kesilir.
آب در غوره ترش باشد و لیک ** چون به انگوری رسد شیرین و نیک
Su, koruk içinde ekşidir; fakat üzüme gelince tatlılaşır, güzelleşir.
باز در خم او شود تلخ و حرام ** در مقام سرکگی نعم الادام
Sonra küpün içine girince acır, haram olur...Sirke olunca ne güzel katıktır!
در معنی آن که آن چه ولی کند مرید را نشاید گستاخی کردن و همان فعل کردن که حلوا طبیب را زیان ندارد اما بیمار را زیان دارد و سرما و برف انگور را زیان ندارد اما غوره را زیان دارد که در راهست که ليغفر لک الله ما تقدم من ذنبک و ما تأخر
Müridin, küstahlık ederek kâmil vlî ne yaparsa yapması lâyık değildir. Çünkü helva, hekime ziyan vermez ama hastaya ziyan verir. Soğuk ve kar, olmuş üzüme dokunmaz, fakat koruğa dokunur. Çünkü koruk, daha kemâle gelmemiştir; yoldadır; “ Liyağfire lekellâhu mâ tekaddeme min zenbike ve ma teahhar “ haline gelmemiştir
گر ولی زهری خورد نوشی شود ** ور خورد طالب سیه هوشی شود
Velî, zehir yese bal olur, fakat talip yese aklı kararır zarara uğrar.
رب هب لی از سلیمان آمده ست ** که مده غیر مرا این ملک و دست
Süleyman ”Rabbi hebli” demiş, yani “”Benden başkasına bu saltanatı verme.”
تو مکن با غیر من این لطف و جود ** این حسد را ماند اما آن نبود2605
Yahut benden başkasına bu lûtufta, bu ihsanda bulunma” diye niyaz etmiştir. Bu hasede benzer ama değildir.
نکتهی لا ينبغی میخوان به جان ** سر من بعدی ز بخل او مدان
Lâ yenbağı nüktesini candan oku. Benden sonra bu saltanatı kimseye verme sırrını onun nekesliğinden bilme.