-
عقل خود زین فکرها آگاه نیست ** در دماغش جز غم الله نیست
- Aklınsa, bu düşüncelerden zaten haberi yoktur. Fikrinde Tanrı gamından başka bir şey yoktur.
-
گر چه سر قصه این دانه ست و دام ** صورت قصه شنو اکنون تمام
- Hikâyenin içyüzü, bu tane ve tuzaktır, nefisle akıl arasındaki maceradır, fakat sen dış yüzünün tamamını dinle.
-
گر بیان معنوی کافی شدی ** خلق عالم عاطل و باطل بدی
- Eğer yalnız mânaya ait anlatış kifayet etseydi âlem halkı, tamamı ile işten güçten kalır, âlemin nizamı bozulur giderdi.
-
گر محبت فکرت و معنیستی ** صورت روزه و نمازت نیستی 2625
- Sevgi, düşünce ve mânadan ibaret olsaydı senin oruç ve namazının zâhiri suretleri de kalmaz, yok olurdu.
-
هدیههای دوستان با همدیگر ** نیست اندر دوستی الا صور
- Dostların birbirine armağan sunmaları, dostluğa nazaran ancak görünüşe ait şeylerdir.
-
تا گواهی داده باشد هدیهها ** بر محبتهای مضمر در خفا
- Fakat bu suretle o armağanlar, gönüllerde gizli bulunan sevgilere şahadet eder.
-
ز آن که احسانهای ظاهر شاهدند ** بر محبتهای سر ای ارجمند
- Çünkü, ey ulu kişi, zâhiri iyilikler gizli sevgilere şahittir.
-
شاهدت گه راست باشد گه دروغ ** مست گاهی از می و گاهی ز دوغ
- Şahidin de bazen doğrucu, bazen yalancı olur. Sarhoş, bazen şaraptan olur, bazen de ayrandan!
-
دوغ خورده مستیی پیدا کند ** های و هوی و سر گرانیها کند 2630
- Ayran içen de kendisini sarhoş gösterebilir. Gürültü eder, sarhoş görünür.
-
آن مرایی در صیام و در صلاست ** تا گمان آید که او مست ولاست
- O murai de, kendisini muhabbet sarhoşu sansınlar diye oruçlu görünür, namaz kılar.