چشم احمد بر ابو بکری زده ** او ز یک تصدیق صدیق آمده
Ahmed’in gözü Ebubekir’e değince o bir tasdik yüzünden Sıddıyk olmuştur.”
گفت من شه را پذیرا چون شوم ** بیبهانه سوی او من چون روم
Kocası, “Ben padişah huzuruna nasıl kabul olunurum; bir bahanesiz onun yanına nasıl giderim?
نسبتی باید مرا یا حیلتی ** هیچ پیشه راست شد بیآلتی2690
Buna bir münasebet, bir vesile gerek. Hiçbir sanat aletsiz meydana gelir mi?
همچو آن مجنون که بشنید از یکی ** که مرض آمد به لیلی اندکی
Mecnun gibi ki, birisinden Leylâ’nın bir parça hastalandığını duydu.
گفت آوه بیبهانه چون روم ** ور بمانم از عیادت چون شوم
Eyvah, dedi; bahanesiz nasıl gideyim? Gitmezsem, hatırını sormazsam ne hale gelirim?
لیتنی کنت طبیبا حاذقا ** کنت أمشی نحو لیلی سابقا
Keşke hazık bir hekîm olaydım...O vakit Leylâ’ya koşa, koşa giderdim.
قل تعالوا گفت حق ما را بدان ** تا بود شرم اشکنی ما را نشان
Tanrı, bize “Ya Muhammed, gelin de” buyurdu da bu davet, utanmamızın giderilmesine sebep oldu.
شب پران را گر نظر و آلت بدی ** روزشان جولان و خوش حالت بدی2695
Gece kuşlarının gözleri ve kabiliyetleri olsaydı gündüzün uçup gezerler, dönüp dolaşırlardı” dedi.
گفت چون شاه کرم میدان رود ** عین هر بیآلتی آلت شود
Kadın cevap verdi: “Kerem sahibi padişah meydana girer, kendisini gösterirse aletsizlik, aletin ta kendisi, vesileden mahrum oluş, vesilenin aynı oldu.
ز آن که آلت دعوی است و هستی است ** کار در بیآلتی و پستی است
Çünkü alet, vesile… dâvaya düşmektir, varlık alâmetidir. Asıl hüner aletsizliktedir, alçalmadadır."