-
ور بدانی نقلت از اب وز جد است ** پیش تو این نامها چون ابجد است
- Bilsen bile babandan, atandan nakil ve rivayet yoluyla bilirsin. Senin yanında bu adlar ebced gibidir.
-
ابجد و هوز چه فاش است و پدید ** بر همه طفلان و معنی بس بعید
- Ebced, hevvez. Bunlar, bütün çocuklara apaçık ve meydandadır, fakat mânası yok.
-
پس سبو برداشت آن مرد عرب ** در سفر شد میکشیدش روز و شب
- Hulâsa, Arap testiyi alıp yola düştü. Gece, gündüz onu taşımaktaydı.
-
بر سبو لرزان بد از آفات دهر ** هم کشیدش از بیابان تا به شهر 2730
- Testiye bir ziyan gelecek diye korkusundan titreyerek çölden ta... şehre kadar götürdü.
-
زن مصلا باز کرده از نیاز ** رب سلم ورد کرده در نماز
- Kadın da evde seccadesini yaymış, namaz kılıp dua etmekte;
-
که نگه دار آب ما را از خسان ** یا رب آن گوهر بدان دریا رسان
- “Suyumuzu, bayağı kişilerden koru...Ya Rabbi, bu inciyi o denize ulaştır.
-
گر چه شویم آگه است و پر فن است ** لیک گوهر را هزاران دشمن است
- Her ne kadar kocam uyanıktır, hünerlidir ama incinin binlerce düşmanı olur.
-
خود چه باشد گوهر آب کوثر است ** قطرهای زین است کاصل گوهر است
- Cevher dediğin de nedir ki... Bu su Kevser suyudur. İncinin aslı, bunun bir katrasıdır” diyordu.
-
از دعاهای زن و زاری او ** وز غم مرد و گرانباری او 2735
- Kadının ağlayıp yalvarması; erkeğin derdi ve ağır yükü bereketiyle,
-
سالم از دزدان و از آسیب سنگ ** برد تا دار الخلافه بیدرنگ
- Arap, testiyi hırsızlara kaptırmadan, taşla kırdırmadan durup dinlenmeksizin ta Hilâfet Şehrine kadar götürdü.