-
ریش گاو بندهی غیر آمد او ** غرقه شد کف در ضعیفی در زد او
- Cüz’ü seven, maskaralaştı, başkalarına kul oldu. Denize düştü, boğulmak üzere; eline geçen ota yapışmakta.
-
نیست حاکم تا کند تیمار او ** کار خواجهی خود کند یا کار او
- O zayıf mâşuk, hâkim değildir ki âşığın derdine derman olsun. Efendisinin işini mi görsün, kendi işini mi?
-
مثل عرب إذا زنیت فازن بالحرة و إذا سرقت فاسرق الدرة
- Arapların atasözü: Zina edersen bari hür kadınla zina et (halayıkla değil), çalarsan bari inci çal
-
فازن بالحرة پی این شد مثل ** فاسرق الدرة بدین شد منتقل 2805
- “Zina edersen hür kadınla et” sözü bu yüzden atasözü olup kaldı. ”Çalacaksan inci çal” sözü de neye meyledeceksen en iyisine meylet mânasına geldi.
-
بنده سوی خواجه شد او ماند زار ** بوی گل شد سوی گل او ماند خار
- Kul yani mâşuk; efendisinin, Tanrı’sının yanına gitti. Âşık ağlayıp inler bir halde kaldı. Gül kokusu, güle gitti; o, hor hakir kala kaldı.
-
او بمانده دور از مطلوب خویش ** سعی ضایع رنج باطل پای ریش
- Dileğinden uzaklaştı... Çalışması zayi oldu. Çektiği eziyet hiçe gitti, ayağı yaralandı.
-
همچو صیادی که گیرد سایهای ** سایه کی گردد و را سرمایهای
- Gölge avlayan avcıya benzedi. Hiç gölge ona sermaye olur mu?
-
سایهی مرغی گرفته مرد سخت ** مرغ حیران گشته بر شاخ درخت
- Adam kuşun gölgesini sımsıkı tutmuş. Kuş da ağacın dalında ona şaşmakta ve.”
-
کاین مدمغ بر که میخندد عجب ** اینت باطل اینت پوسیده سبب 2810
- Bu akılsız adam neye seviniyor?” demekte... İşte sana bâtıl, işte sana çürümüş sebep!
-
ور تو گویی جزو پیوستهی کل است ** خار میخور خار مقرون گل است
- Eğer cüzü külle muttasıldır, ayrılmaz dersen diken ye, gül isteme. Diken de gülden ayrılmaz.
-
جز ز یک رو نیست پیوسته به کل ** ور نه خود باطل بدی بعث رسل
- Cüz’ü kül’e ancak bir yüzden bağlıdır. Yoksa Tanrı’nın peygamberleri göndermesi abes olurdu.