او بمانده دور از مطلوب خویش ** سعی ضایع رنج باطل پای ریش
Dileğinden uzaklaştı... Çalışması zayi oldu. Çektiği eziyet hiçe gitti, ayağı yaralandı.
همچو صیادی که گیرد سایهای ** سایه کی گردد و را سرمایهای
Gölge avlayan avcıya benzedi. Hiç gölge ona sermaye olur mu?
سایهی مرغی گرفته مرد سخت ** مرغ حیران گشته بر شاخ درخت
Adam kuşun gölgesini sımsıkı tutmuş. Kuş da ağacın dalında ona şaşmakta ve.”
کاین مدمغ بر که میخندد عجب ** اینت باطل اینت پوسیده سبب2810
Bu akılsız adam neye seviniyor?” demekte... İşte sana bâtıl, işte sana çürümüş sebep!
ور تو گویی جزو پیوستهی کل است ** خار میخور خار مقرون گل است
Eğer cüzü külle muttasıldır, ayrılmaz dersen diken ye, gül isteme. Diken de gülden ayrılmaz.
جز ز یک رو نیست پیوسته به کل ** ور نه خود باطل بدی بعث رسل
Cüz’ü kül’e ancak bir yüzden bağlıdır. Yoksa Tanrı’nın peygamberleri göndermesi abes olurdu.
چون رسولان از پی پیوستناند ** پس چه پیوندندشان چون یک تناند
Çünkü peygamberler, kulları Tanrı’ya ulaştırmak için gelmişlerdir. Herkes bir tenden ibaretse, Tanrı ile kul, kül ile cüz ise birbirine bağlıdır; kimi kime ulaştırırlar?
این سخن پایان ندارد ای غلام ** روز بیگه شد حکایت کن تمام
Oğul bu sözün sonu yoktur. Gün sona erdi, hikâyeyi tamamla!
سپردن عرب هدیه را یعنی سبو را به غلامان خلیفه
Arabın, su testisini halifenin kullarına vermesi
آن سبوی آب را در پیش داشت ** تخم خدمت را در آن حضرت بکاشت2815
Su testisini sunup tapuya hizmet ve tâzim tohumunu ekti.
گفت این هدیه بدان سلطان برید ** سایل شه را ز حاجت واخرید
Dedi ki:” Bu armağanı o sultana götürün, padişahtan murat isteyeni ihtiyaçtan kurtarın!