-
هر کسی در طاعتی بگریختند ** خویشتن را مخلصی انگیختند
- Herkes bir çeşit ibadete sarıldı, kendisi için bir türlü kurtulma çaresine yapıştı.
-
تو برو در سایهی عاقل گریز ** تا رهی ز آن دشمن پنهٱن ستیز
- Sen, akıllı bir kişinin gölgesine kaç ki gizli gizli savaşan düşmandan kurtulasın.
-
از همه طاعات اینت بهتر است ** سبق یابی بر هر آن سابق که هست
- Bu, senin için bütün ibadetlerden daha iyidir. Bu suretle yolda ilerlemiş olanların hepsini geçer, hepsinden ileri olursun.
-
چون گرفتت پیر هین تسلیم شو ** همچو موسی زیر حکم خضر رو
- Bir Pîr ele geçirdin mi hemen teslim ol; Mûsâ gibi Hızır’ın hükmüne girip yürü.
-
صبر کن بر کار خضری بینفاق ** تا نگوید خضر رو هذا فراق 2970
- Ey münafıklık nedir, bilmeyen! Hızır’ın yaptığı işlere sabret ki Hızır” Haydi git, ayrılık geldi” demesin.
-
گر چه کشتی بشکند تو دم مزن ** گر چه طفلی را کشد تو مو مکن
- Gemiyi kırarsa ses çıkarma; çocuğu öldürürse saçını başını yolma.
-
دست او را حق چو دست خویش خواند ** تا يد الله فوق أيدیهم براند
- Mademki Hak, onun eline “kendi elimdir” dedi; “Yedullahi fevka eydîhim” hükmünü verdi;
-
دست حق میراندش زندهش کند ** زنده چه بود جان پایندهش کند
- Şu halde Tanrı eli, onu öldürse de yine diriltir. Hattâ diriltmek nedir ki? Ona ebedî hayat verir.
-
هر که تنها نادرا این ره برید ** هم به عون همت پیران رسید
- Bu yolu, nadir olarak yapayalnız aşan bile yine Pîrlerin himmetiyle aşmış, varacağı yere onların sayesinde ulaşmıştır.
-
دست پیر از غایبان کوتاه نیست ** دست او جز قبضهی الله نیست 2975
- Pîrin eli, kısa değildir, gaiptekilere de erişir. Onun eli, Tanrı kabzasından başka bir şey değildir ki.