-
آن دو همبازان گازر را ببین ** هست در ظاهر خلافی ز آن و ز این
- Bez yıkayan iki arkadaşa bak. Görünüşte o, buna aykırı iş görmekte.
-
آن یکی کرباس را در آب زد ** و آن دگر همباز خشکش میکند
- Birisi bezi suya sokar, öbür arkadaşı kurutur.
-
باز او آن خشک را تر میکند ** گوییا ز استیزه ضد بر میتند
- Sonra yine öteki ıslatır. Sanki birbirlerine aykırı iş görürler.
-
لیک این دو ضد استیزه نما ** یکدل و یک کار باشد در رضا 3085
- Fakat, ey genç! Görünüşte birbirlerinin zıddına iş görür gibi olan bu iki arkadaşın gönülleri de birdir, yaptıkları iş de.
-
هر نبی و هر ولی را مسلکی است ** لیک تا حق میبرد جمله یکی است
- Her Peygamberin, her velînin bir mesleği vardır. Fakat değil mi ki hepsi halkı Hak’ka ulaştırıyor, birdir.
-
چون که جمع مستمع را خواب برد ** سنگهای آسیا را آب برد
- Dinleyenler, onların sözlerinden uykuya daldılar mı... Değirmenin taşlarını su götürdü demektir.
-
رفتن این آب فوق آسیاست ** رفتنش در آسیا بهر شماست
- Bu suyun akışı, değirmen için değildir, değirmene sizin için gitmektedir.
-
چون شما را حاجت طاحون نماند ** آب را در جوی اصلی باز راند
- Fakat değirmene ihtiyacınız kalmadığı için değirmenci, suyu yatağına koyuverdi, asıl dereye akıttı.
-
ناطقه سوی دهان تعلیم راست ** ور نه خود آن نطق را جویی جداست 3090
- Söz söyleme kudreti, öğretmek için ağza gelir; yoksa o sözün ayrı bir mecrası vardır.
-
میرود بیبانگ و بیتکرارها ** تحتها الأنهار تا گلزارها
- Sessizce, akışı tekerrür etmeksizin, bir akan cüz’ü bir daha akmaksızın ta... altında nehirler akan gül bahçelerine kadar akıp gider.