-
باز هستی تنگتر بود از خیال ** ز آن شود در وی قمر همچون هلال
- Varlık da hayalden daha dardır. O yüzden aylar, bu âlemde hilâl gibi görünür.
-
باز هستی جهان حس و رنگ ** تنگتر آمد که زندانی است تنگ
- Duygu ve renk âleminin, yani bu dünyanın varlığı ise... yokluğa, hayale ve varlığa nispetle büsbütün dardır, âdeta daracık bir zindandır.
-
علت تنگی است ترکیب و عدد ** جانب ترکیب حسها میکشد
- Âlemdeki terkip ve sayı, darlığa sebeptir. Fakat bizi duygularımız, terkip âlemine çekip durmaktadır.
-
ز آن سوی حس عالم توحید دان ** گر یکی خواهی بدان جانب بران
- O duygularla birlik âlemini bil, eğer birlik âlemini diliyorsan o tarafa yürü.
-
امر کن یک فعل بود و نون و کاف ** در سخن افتاد و معنی بود صاف 3100
- Kün emri, bir tek iş yapar, fakat sözde Kâf ve Nûn harflerinden meydana gelmiştir. Mânası, yine tek ve sâftır.
-
این سخن پایان ندارد باز گرد ** تا چه شد احوال گرگ اندر نبرد
- Bu söze nihayet yoktur. Dön de o kurdun o savaşta ne olduğunu anlat.
-
ادب کردن شیر گرگ را که در قسمت بیادبی کرده بود
- Pay etmede edebe riayet etmediği için aslanın kurdu tedibetmesi
-
گرگ را بر کند سر آن سر فراز ** تا نماند دو سریو امتیاز
- O yüce aslan; iki baş, iki üstünlük kalmasın diye kurdun başını kopardı.
-
فانتقمنا منهم است ای گرگ پیر ** چون نبودی مرده در پیش امیر
- Koca kurt! Mademki padişahın huzurunda kendini ölü saymadın, cezanı gör. İşte” Fentekamna minhüm?” budur.
-
بعد از آن رو شیر با روباه کرد ** گفت این را بخش کن از بهر خورد
- Sonra yüzünü tilkiye dönüp “Hadi, bunları yememiz için pay et” dedi.
-
سجده کرد و گفت کاین گاو سمین ** چاشت خوردت باشد ای شاه گزین 3105
- Tilki secde edip dedi ki: “Bu semiz öküz, ey emin padişah, kuşluk yemeğin.