-
وعدهی مهمانیاش را منکری ** پس ز مطبخ خاک و خاکستر بری
- Ona konuk olacağımızı inkâr ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin.
-
ور نهای منکر چنین دست تهی ** در در آن دوست چون پا مینهی
- İnkâr etmiyorsan niçin böyle elin boş. O sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak atacaksın?
-
اندکی صرفه بکن از خواب و خور ** ارمغان بهر ملاقاتش ببر
- Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüşmek için bir armağan götür.
-
شو قلیل النوم مما یهجعون ** باش در اسحار از یستغفرون
- Geceleri az uyuyanlardan seher çağlarında istiğfar edenlerden ol.
-
اندکی جنبش بکن همچون جنین ** تا ببخشندت حواس نور بین 3180
- Sen de rahimdeki çocuk gibi az oyna da sana da nurları gören duygular bağışlasınlar.
-
وز جهان چون رحم بیرون روی ** از زمین در عرصهی واسع شوی
- Rahim gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha geniş bir sahaya dalacaksın.
-
آن که ارض الله واسع گفتهاند ** عرصهای دان کانبیا در رفتهاند
- “ Tanrı yeri geniştir” derler ya; o geniş yer, bil peygamberlerin gidip daldıkları sahadır.
-
دل نگردد تنگ ز آن عرصهی فراخ ** نخل تر آن جا نگردد خشک شاخ
- O geniş sahada gönül daralmaz; yaş ağaç, orada kuru dal haline gelmez.
-
حاملی تو مر حواست را کنون ** کند و مانده میشوی و سر نگون
- Şimdi duygular, sen de. Fakat bir gün yorgun, bitkin, baş aşağı bir hale geleceksin.
-
چون که محمولی نه حامل وقت خواب ** ماندگی رفت و شدی بیرنج و تاب 3185
- Uykuda duygularını taşımazsın, duygular seni taşır. Bu yorgunluk, bitkinlik gider, eziyetten, sıkıntıdan kurtulursun.