-
با زبان حال زر گوید که باش ** ای مزور تا بر آید روز فاش 3295
- Hal diliyle der ki: “ Yalancı, hele bir dur. Herkesin meydana çıkacağı gün bir gelsin!”
-
صد هزاران سال ابلیس لعین ** بود ز ابدال و امیر المؤمنین
- Lânetlenmiş İblis; yüz binlerce yıl Abdâl’ dendi, müminler beyiydi.
-
پنجه زد با آدم از نازی که داشت ** گشت رسوا همچو سرگین وقت چاشت
- Naz ve istiğnası yönünden Âdemle savaştı, kuşluk vakti kokmaya başlayan pislik gibi rüsvay oldu.
-
دعا کردن بلعم باعور که موسی و قومش را از این شهر که حصار دادهاند بیمراد باز گردان
- Temsil yoluyla Bâûr’un hikâyesi
-
بلعم باعور را خلق جهان ** سغبه شد مانند عیسای زمان
- Dünya halkı, Bâûr oğlu Bel’am’a zamanın İsa’sına mağlûp oldukları gibi mağlûp ve zebun olmuştu.
-
سجده ناوردند کس را دون او ** صحت رنجور بود افسون او
- Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
-
پنجه زد با موسی از کبر و کمال ** آن چنان شد که شنیده ستی تو حال 3300
- Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu.
-
صد هزار ابلیس و بلعم در جهان ** همچنین بوده ست پیدا و نهان
- Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
-
این دو را مشهور گردانید اله ** تا که باشد این دو بر باقی گواه
- Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
-
این دو دزد آویخت از دار بلند ** ور نه اندر قهر بس دزدان بدند
- Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
-
این دو را پرچم به سوی شهر برد ** کشتگان قهر را نتوان شمرد
- Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!