English    Türkçe    فارسی   

1
3393-3402

  • از قیاسی که بکرد آن کر گزین ** صحبت ده ساله باطل شد بدین‌‌
  • O sağır adamın seçtiği kıyas yüzünden on yıllık konuşma hiç olup gitti.
  • خاصه ای خواجه قیاس حس دون ** اندر آن وحیی که هست از حد فزون‌‌
  • Ulu kişi, hele bu kıyas, tavsif edilemeyecek vahiyde aşağılık duygusunun kıyası olursa...
  • گوش حس تو به حرف ار در خور است ** دان که گوش غیب گیر تو کر است‌‌ 3395
  • Senin duygu kulağın harfleri anlayabilirse de bil ki gaybı duyan kulağın sağırdır.
  • اول کسی که در مقابله‌‌ی نص قیاس آورد ابلیس بود
  • Nas karşısında ilk olarak kıyası ileri süren İblis’ti
  • اول آن کس کاین قیاسکها نمود ** پیش انوار خدا ابلیس بود
  • Tanrı nurlarına karşı bu kıyasçıkları ileri süren ilk kişi, İblisti.
  • گفت نار از خاک بی‌‌شک بهتر است ** من ز نار و او ز خاک اکدر است‌‌
  • Dedi ki: “ Şüphe yok, ateş topraktan daha iyidir. Ben ateşten yaratıldım Âdem kapkara topraktan.
  • پس قیاس فرع بر اصلش کنیم ** او ز ظلمت ما ز نور روشنیم‌‌
  • Şu halde fer’i, asla nispetle mukayese edelim: O zulmettendir, biz aydın nurdan.”
  • گفت حق نی بل که لا انساب شد ** زهد و تقوی فضل را محراب شد
  • Tanrı “ Hayır, soy sop yok. Zâhitlik ve şüpheli şeylerden çekinmek, faziletin mihrabıdır.
  • این نه میراث جهان فانی است ** که به انسابش بیابی جانی است‌‌ 3400
  • Bu, fâni dünyanın mirası değildir ki soy sop yüzünden onu elde edesin. Bu can mirasıdır.
  • بلکه این میراثهای انبیاست ** وارث این جانهای اتقیاست‌‌
  • Hattâ Peygamberlerin mirası. Bunun vârisi şüpheli şeylerden sakınan müminlerin canıdır.
  • پور آن بو جهل شد مومن عیان ** پور آن نوح نبی از گمرهان‌‌
  • O Ebucehl’in oğlu, açıkça müslüman oldu; şu Nuh Peygamberin oğlu yolunu yanılanlardan.