-
آینهت دانی چرا غماز نیست ** ز انکه زنگار از رخش ممتاز نیست
- Aynan, bilir misin, neden gammaz değil? Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan!
-
عاشق شدن پادشاه بر کنیزک رنجور و تدبیر کردن در صحت او
- Padişahın bir halayığa âşık olup satın alması, halayığın hastalanması, onu iyi etmek için tedbiri
-
بشنوید ای دوستان این داستان ** خود حقیقت نقد حال ماست آن 35
- Ey dostlar! Bu hikâyeyi dinleyiniz. Hakikatte o bizim bu günkü halimizdir.
-
بود شاهی در زمانی پیش از این ** ملک دنیا بودش و هم ملک دین
- Bundan evvelki bir zamanda bir padişah vardı. O hem dünya, hem din saltanatına malikti.
-
اتفاقا شاه روزی شد سوار ** با خواص خویش از بهر شکار
- Padişah, bir gün hususi adamları ile av için hayvana binmiş, giderken.
-
یک کنیزک دید شه بر شاه راه ** شد غلام آن کنیزک جان شاه
- Ana caddede bir halayık gördü, o halayığın kölesi oldu.
-
مرغ جانش در قفس چون میطپید ** داد مال و آن کنیزک را خرید
- Can kuşu kafeste çırpınmaya başladı. Mal verdi, o halayığı satın aldı.
-
چون خرید او را و برخوردار شد ** آن کنیزک از قضا بیمار شد 40
- Onu alıp arzusuna nail oldu. Fakat kazara o halayık hastalandı.
-
آن یکی خر داشت، پالانش نبود ** یافت پالان گرگ خر را در ربود
- Birisinin eşeği varmış, fakat palanı yokmuş. Palanı ele geçirmiş, bu sefer eşeği kurt kapmış.
-
کوزه بودش آب مینامد به دست ** آب را چون یافت خود کوزه شکست
- Birisinin ibriği varmış, fakat suyu elde edememiş. Suyu bulunca da ibrik kırılmış!
-
شه طبیبان جمع کرد از چپ و راست ** گفت جان هر دو در دست شماست
- Padişah sağdan, soldan hekimler topladı. Dedi ki: “İkimizin hayatı da sizin elinizdedir.