-
میفتد او سو به سو بر هر رهی ** در گل و میخنددش هر ابلهی
- Her tarafa, her yola, çamurların içine düşer, her ahmak da ona güler.
-
او چنین و کودکان اندر پیاش ** بیخبر از مستی و ذوق میاش
- O bu haldeyken onun sarhoşluğundan, içtiği şarabın neşe ve zevkinden haberleri olmayan çocuklar peşine takılırlar.
-
خلق اطفالاند جز مست خدا ** نیست بالغ جز رهیده از هوا 3430
- Tanrı sarhoşundan başka bütün halk, çocuktur. Heva ve hevesinden kurtulmuş kişiden başka baliğ yoktur.
-
گفت دنیا لعب و لهو است و شما ** کودکید و راست فرماید خدا
- Tanrı “ Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir, siz de çocuklarsınız.” Dedi. Tanrı doğru buyurur.
-
از لعب بیرون نرفتی کودکی ** بیذکات روح کی باشد ذکی
- Oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Ruh arınmadıkça nasıl temiz olabilirsiniz?
-
چون جماع طفل دان این شهوتی ** که همیرانند اینجا ای فتی
- Dünyada daima istenen, peşinde koşulan, bir türlü terk edilemeyen bu şehvet; bil ki çocukların cimaı gibidir.
-
آن جماع طفل چه بود بازیی ** با جماع رستمی و غازیی
- Çocuğun cimaı nedir ki? Bir Rüstem’in, bir yiğidin cimaına nispetle oyundan ibaret.
-
جنگ خلقان همچو جنگ کودکان ** جمله بیمعنی و بیمغز و مهان 3435
- Halkın savaşı da çocukların savaşı gibidir. Tamamı ile mânasız, esassız ve hor!
-
جمله با شمشیر چوبین جنگشان ** جمله در لاینفعی آهنگشان
- Hepsi sopadan kılıçlarla savaşırlar. Hepsi faydasız bir şeyle uğraşıp dururlar.
-
جملهشان گشته سواره بر نیی ** کاین براق ماست یا دلدل پیی
- Hepsi, bu bizim Burak’ımız Düldül yürüyüşlü atımız diye bir sopaya binmiştir.