-
بینی اندر دل علوم انبیا ** بیکتاب و بیمعید و اوستا
- O vakit kitap, müzakereci ve üstat olmaksızın gönlünde peygamberlerin ilimlerini görür bulursun.
-
گفت پیغمبر که هست از امتم ** کاو بود هم گوهر و هم همتم
- Peygamber “ ümmetimden öyleleri vardır ki onlar, benimle aynı yaratılıştadırlar, benimle aynı himmete sahiptirler.
-
مر مرا ز آن نور بیند جانشان ** که من ایشان را همیبینم بدان
- Ben onları hangi nurla görüyorsam onların canları da beni mutlaka aynı nurla görür” dedi.
-
بیصحیحین و احادیث و رواه ** بلکه اندر مشرب آب حیات
- Bunlar Peygamberi, Sahîhayn kitapları, hadîsler, hadîsi rivayet edenler olmaksızın, bunlara hacet kalmaksızın abıhayat kaynağında (gönüllerinde) görürler.
-
سر امسینا لکردیا بدان ** راز اصبحنا عرابیا بخوان 3465
- “Kürt olarak yattık” sırrını bil, “ Arap olarak sabahladık” sırrını oku!
-
ور مثالی خواهی از علم نهان ** قصه گو از رومیان و چینیان
- Gizli ilme dair bir misal istersen Rum halkıyla Çinlilere ait hikâyeyi söyle:
-
قصهی مری کردن رومیان و چینیان در علم نقاشی و صورتگری
- Rum halkıyla Çinlilerin ressamlıkta bahse girişmeleri
-
چینیان گفتند ما نقاشتر ** رومیان گفتند ما را کر و فر
- Çinliler “ Biz daha mahir ressamız, dediler. Rum halkı da dedi ki: “ Bizim maharetimiz daha üstündür.”
-
گفت سلطان امتحان خواهم در این ** کز شماها کیست در دعوی گزین
- Padişah “Sizi imtihan edeceğim; bakalım hanginiz dâvasında haklı” dedi.
-
اهل چین و روم چون حاضر شدند ** رومیان از بحث در مکث آمدند
- Çinlilerle Rum diyarı ressamları hazırlandılar; Rum diyarı ressamları ilimlerine daha vakıf kişilerdi.
-
چینیان گفتند یک خانه به ما ** خاص بسپارید و یک آن شما 3470
- Çin ressamları “ Bize bir hususi oda verin, bir oda da sizin olsun” dediler.