-
تن چو مادر طفل جان را حامله ** مرگ درد زادن است و زلزله
- Vücut da ana gibi can çocuğuna gebedir. Ölüm, doğmak derdi ve kıyamettir.
-
جمله جانهای گذشته منتظر ** تا چگونه زاید آن جان بطر 3515
- Bu dünyada geçmiş canların hepsi, “ O ferahlı can acaba nasıl doğacak?” diye beklemektedirler.
-
زنگیان گویند خود از ماست او ** رومیان گویند بس زیباست او
- Zenciler, o mutlaka bizdendir derler. Beyazlar da, imkânı yok... O çok güzel olacak, derler.
-
چون بزاید در جهان جان و جود ** پس نماند اختلاف بیض و سود
- Vücudun canı, ahiret âlemine doğunca artık beyaz, kara ihtilafı kalmaz.
-
گر بود زنگی برندش زنگیان ** روم را رومی برد هم از میان
- Kara ise Zenciler alıp götürürler, beyazsa kendi cinslerinden olan bu çocuğu, beyazlar alıp götürürler.
-
تا نزاد او مشکلات عالم است ** آن که نازاده شناسد او کم است
- Fakat doğmadıkça anlamak, âlemdeki müşkül işlerdendir. Çünkü henüz doğmamış çocuğun nasıl olduğunu bilen azdır.
-
او مگر ینظر بنور الله بود ** کاندرون پوست او را ره بود 3520
- Bunu anlayan kişi, ancak Tanrı nuruyla bakıp gören kişidir. Böyle olan zat, bâtına da nüfuz edebilir.
-
اصل آب نطفه اسپید است و خوش ** لیک عکس جان رومی و حبش
- Nutfenin aslı beyaz renkli ve hoştur. Fakat beyaz kişinin canının aksi;
-
میدهد رنگ احسن التقویم را ** تا به اسفل میبرد این نیم را
- Nutfeye renk verir, onu en güzel şekle sokar; kara kişinin canının aksi de bir kısım halkı, en aşağılık bir renge, en bayağı bir şekle sürer, götürür.
-
این سخن پایان ندارد باز ران ** تا نمانیم از قطار کاروان
- Bu söze nihayet yoktur. Sen yine atını sür de biz kervandan geri kalmayalım.