-
او مگر ینظر بنور الله بود ** کاندرون پوست او را ره بود 3520
- Bunu anlayan kişi, ancak Tanrı nuruyla bakıp gören kişidir. Böyle olan zat, bâtına da nüfuz edebilir.
-
اصل آب نطفه اسپید است و خوش ** لیک عکس جان رومی و حبش
- Nutfenin aslı beyaz renkli ve hoştur. Fakat beyaz kişinin canının aksi;
-
میدهد رنگ احسن التقویم را ** تا به اسفل میبرد این نیم را
- Nutfeye renk verir, onu en güzel şekle sokar; kara kişinin canının aksi de bir kısım halkı, en aşağılık bir renge, en bayağı bir şekle sürer, götürür.
-
این سخن پایان ندارد باز ران ** تا نمانیم از قطار کاروان
- Bu söze nihayet yoktur. Sen yine atını sür de biz kervandan geri kalmayalım.
-
یوم تبیض و تسود وجوه ** ترک و هندو شهره گردد ز آن گروه
- Bir gün her zümrenin önünde, saman çöpü müsün , dağ mı. Hindu musun, Türk mü? Meydana çıkar.
-
در رحم پیدا نباشد هند و ترک ** چون که زاید بیندش زار و سترگ 3525
- Hindu ile Türk, ana karnında belli olmaz. Fakat doğunca zayıf mı kuvvetli mi... herkes görür anlar.
-
جمله را چون روز رستاخیز من ** فاش میبینم عیان از مرد و زن
- Zeyd “ Ben halkı, kadın, erkek... Herkesi, kıyamet günündeymiş gibi apaçık görüyorum.
-
هین بگویم یا فرو بندم نفس ** لب گزیدش مصطفی یعنی که بس
- Hemen şimdicik söyleyeyim mi? Yoksa kapayayım mı?” dedi. Mustafa, dudağını ısırarak sus demek istedi.
-
یا رسول الله بگویم سر حشر ** در جهان پیدا کنم امروز نشر
- Zeyd dedi ki: “Ey Tanrı Peygamberi, haşir sırrını söyleyeyim de bugün dünyada kıyameti koparayım mı?
-
هل مرا تا پردهها را بر درم ** تا چو خورشیدی بتابد گوهرم
- Müsaade et bana, perdeleri yırtayım da aslım, mahiyetim güneş gibi parlasın;