English    Türkçe    فارسی   

1
3525-3534

  • در رحم پیدا نباشد هند و ترک ** چون که زاید بیندش زار و سترگ‌‌ 3525
  • Hindu ile Türk, ana karnında belli olmaz. Fakat doğunca zayıf mı kuvvetli mi... herkes görür anlar.
  • جمله را چون روز رستاخیز من ** فاش می‌‌بینم عیان از مرد و زن‌‌
  • Zeyd “ Ben halkı, kadın, erkek... Herkesi, kıyamet günündeymiş gibi apaçık görüyorum.
  • هین بگویم یا فرو بندم نفس ** لب گزیدش مصطفی یعنی که بس‌‌
  • Hemen şimdicik söyleyeyim mi? Yoksa kapayayım mı?” dedi. Mustafa, dudağını ısırarak sus demek istedi.
  • یا رسول الله بگویم سر حشر ** در جهان پیدا کنم امروز نشر
  • Zeyd dedi ki: “Ey Tanrı Peygamberi, haşir sırrını söyleyeyim de bugün dünyada kıyameti koparayım mı?
  • هل مرا تا پرده‌‌ها را بر درم ** تا چو خورشیدی بتابد گوهرم‌‌
  • Müsaade et bana, perdeleri yırtayım da aslım, mahiyetim güneş gibi parlasın;
  • تا کسوف آید ز من خورشید را ** تا نمایم نخل را و بید را 3530
  • Güneş benim nurumdan tutulsun... Hurma ağacı (gibi meyveliler) ile söğüt ağacını (gibi meyvesizleri) göstereyim.
  • وا نمایم راز رستاخیز را ** نقد را و نقد قلب آمیز را
  • Kıyamet sırrını açayım, halis altın para ile ayarı bozuk parayı izhar edeyim.
  • دستها ببریده اصحاب شمال ** وانمایم رنگ کفر و رنگ آل‌‌
  • Elleri kesik Eshab-ı Simal-ı küfür rengiyle al rengi...
  • واگشایم هفت سوراخ نفاق ** در ضیای ماه بی‌‌خسف و محاق‌‌
  • Tutulmayan, gidilmeyen ayın ziyasında yedi nifak deliğini...
  • وانمایم من پلاس اشقیا ** بشنوانم طبل و کوس انبیا
  • Şakîlerin pırtıl elbiselerini göstereyim. Peygamberlerin davullarını, nöbetlerini duyurayım.