-
جان دریغم نیست از عیسی و لیک ** واقفم بر علم دینش نیک نیک
- İsa’dan canımı sakınmam, fakat onun din bilgisine iyiden iyiye vâkıfım.
-
حیف میآمد مرا کان دین پاک ** در میان جاهلان گردد هلاک
- O pak dinin cahiller arasında mahvolması, bana dokunmakta.
-
شکر ایزد را و عیسی را که ما ** گشتهایم آن کیش حق را رهنما
- Tanrı’ya, İsa’ya şükrolsun ki biz, bu hak dine yol gösterici olduk.
-
از جهود و از جهودی رستهام ** تا به زناری میان را بستهام
- Belimizi zünnarla bağladığımızdan beri Yahudi’den ve Yahudilikten kurtulduk.
-
دور دور عیسی است ای مردمان ** بشنوید اسرار کیش او به جان 360
- Ey halk; devir, İsa’nın devridir. Onun dininin sırlarını candan dinleyin!”
-
کرد با وی شاه آن کاری که گفت ** خلق حیران مانده ز ان مکر نهفت
- Padişah, vezire, vezir ne dediyse yaptı. Halk, bu gizli ve hakikati meçhul hileden dolayı şaşırıp kaldı.
-
راند او را جانب نصرانیان ** کرد در دعوت شروع او بعد از آن
- Onu Hıristiyanların oturdukları tarafa sürdü. Vezir de ondan sonra halkı davete başladı.
-
قبول کردن نصارا مکر وزیر را
- Hıristiyanların vezirin hilesine inanmaları
-
صد هزاران مرد ترسا سوی او ** اندک اندک جمع شد در کوی او
- Yüz binlerce Hıristiyan, azar azar onun etrafına toplandı.
-
او بیان میکرد با ایشان به راز ** سر انگلیون و زنار و نماز
- O, onlara gizlice İncil’in, zünnarın ve namazın sırrını anlatmaktaydı.
-
او به ظاهر واعظ احکام بود ** لیک در باطن صفیر و دام بود 365
- Görünüşte din hükümlerini anlatıyordu; fakat bu anlatış, hakikatte onları avlamak için ıslık ve tuzaktı.