-
گر بخواهد سوی محسوسات رفت ** ور بخواهد سوی ملبوسات رفت
- Gönül dilerse görülen şeylere bakar; gönül dilerse örtülü , gizli şeylere akar.
-
گر بخواهد سوی کلیات راند ** ور بخواهد حبس جزویات ماند 3565
- Gönül dilerse, gözleri külliyat tarafına sevk eder; gönül dilerse cüziyatta hapseyler.
-
همچنین هر پنج حس چون نایزه ** بر مراد و امر دل شد جایزه
- Bu beş duygu da ( çeşmelerdeki lüleler, nasıl çeşmeye tâbi ise) aynı tarzda gönle tâbidir. Onun muradınca ve onun emrine göre iş görür.
-
هر طرف که دل اشارت کردشان ** میرود هر پنج حس دامن کشان
- Gönül ne tarafı işaret ederse beş duygu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
-
دست و پا در امر دل اندر ملا ** همچو اندر دست موسی آن عصا
- Musa’nın elindeki sopa nasıl Musa’ya tâbi ise el, ayak da apaçık gönlün emrine tâbidir.
-
دل بخواهد پا در آید زو به رقص ** یا گریزد سوی افزونی ز نقص
- Gönül isterse ayak, raksa girer, yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar.
-
دل بخواهد دست آید در حساب ** با اصابع تا نویسد او کتاب 3570
- Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar.
-
دست در دست نهانی مانده است ** او درون تن را برون بنشانده است
- El, gizli bir elin hükmündedir. O gizli el içerdedir, dışarıya teni dikmiş, kendisine onu vekil etmiştir.
-
گر بخواهد بر عدو ماری شود ** ور بخواهد بر ولی یاری شود
- Gönül dilerse el, düşmana bir ejderha kesilir. Gönül dilerse sevgiliye yardımcı olur.
-
ور بخواهد کفچهای در خوردنی ** ور بخواهد همچو گرز ده منی
- Gönül dilerse el, yemek için kepçedir, on batmanlık gürz.