-
دست و پا در امر دل اندر ملا ** همچو اندر دست موسی آن عصا
- Musa’nın elindeki sopa nasıl Musa’ya tâbi ise el, ayak da apaçık gönlün emrine tâbidir.
-
دل بخواهد پا در آید زو به رقص ** یا گریزد سوی افزونی ز نقص
- Gönül isterse ayak, raksa girer, yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar.
-
دل بخواهد دست آید در حساب ** با اصابع تا نویسد او کتاب 3570
- Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar.
-
دست در دست نهانی مانده است ** او درون تن را برون بنشانده است
- El, gizli bir elin hükmündedir. O gizli el içerdedir, dışarıya teni dikmiş, kendisine onu vekil etmiştir.
-
گر بخواهد بر عدو ماری شود ** ور بخواهد بر ولی یاری شود
- Gönül dilerse el, düşmana bir ejderha kesilir. Gönül dilerse sevgiliye yardımcı olur.
-
ور بخواهد کفچهای در خوردنی ** ور بخواهد همچو گرز ده منی
- Gönül dilerse el, yemek için kepçedir, on batmanlık gürz.
-
دل چه میگوید بدیشان ای عجب ** طرفه وصلت طرفه پنهانی سبب
- Acaba gönül, bunlara ne söylüyor ki? Bu ne şaşılacak vuslat, bu ne gizli sebep!
-
دل مگر مهر سلیمان یافته ست ** که مهار پنج حس بر تافته ست 3575
- Gönül, acaba Süleyman Mührünü mü ele geçirdi ki bu beş duygunun yollarını istediği gibi işaret etmekte!
-
پنج حسی از برون میسور او ** پنج حسی از درون مأمور او
- Beş zahirî duygu dışarıda kolayca onun mahkûmu olmuş, beş bâtınî duyguda içeride onun memuru...
-
ده حس است و هفت اندام و دگر ** آن چه اندر گفت ناید میشمر
- On duygu bunlardan başka yedi endam... Daha da dille söylenmeyecek kadar çok kuvvetler... Gayri sen say.