-
آن گهان بنگر تو بد کردار را ** صنعهای کاشف الاسرار را
- O zaman kötülük yapanı gör, sırları açan Tanrı’nın işlerini seyret” dedi.
-
گشت ساقی خواجه از آب حمیم ** مر غلامان را و خوردند آن ز بیم
- Efendi, kullara sâki oldu, sıcak suyu içirdi. Onlarda korkularından içtiler.
-
بعد از آن میراندشان در دشتها ** میدویدندی میان کشتها 3595
- Sonra onları ovalarda koşturmaya başladı. Kullar aşağı yukarı koşup duruyorlardı.
-
قی در افتادند ایشان از عنا ** آب میآورد ز یشان میوهها
- Nihayet iyice yoruldular, kusmaya başladılar. İçtikleri su yedikleri meyvelerin hepsini çıkardı.
-
چون که لقمان را در آمد قی ز ناف ** میبرآمد از درونش آب صاف
- Lokman’ın da gönlü bulandı, o da kustu. Fakat onun karnından halis su geldi.
-
حکمت لقمان چو داند این نمود ** پس چه باشد حکمت رب الوجود
- Lokman’ın hikmeti bunu göstermeyi bilirse, varlığın Rabbi olan Tanrı’nın hikmeti nelere kadir değildir?
-
يوم تبلی، السرائر کلها ** بان منکم کامن لا یشتهی
- Kıyamet gününde bütün sırlar çıkacak, bilinip görülecek. Sizin de bilinmesini istemediğiniz sır meydana çıktı.
-
چون سقوا ماء حمیما قطعت ** جملة الأستار مما أفظعت 3600
- Sıcak suyu içtikleri gibi kendilerini rüsvay edecek sırları tamamı ile açığa vurulmuş oldu.
-
نار از آن آمد عذاب کافران ** که حجر را نار باشد امتحان
- Taş; ateşle sınanacağı ( ateş içinde parçalanıp yumuşayacağı, eriyebileceği) için kâfirler, ateşe atılırlar, onların azabı ateşle olur.
-
آن دل چون سنگ را ما چند چند ** نرم گفتیم و نمیپذرفت پند
- O taş gibi gönle biz kaç kereler yumuşak sözler söyledik, fakat öğüt almadı.