-
چون که لقمان را در آمد قی ز ناف ** میبرآمد از درونش آب صاف
- Lokman’ın da gönlü bulandı, o da kustu. Fakat onun karnından halis su geldi.
-
حکمت لقمان چو داند این نمود ** پس چه باشد حکمت رب الوجود
- Lokman’ın hikmeti bunu göstermeyi bilirse, varlığın Rabbi olan Tanrı’nın hikmeti nelere kadir değildir?
-
يوم تبلی، السرائر کلها ** بان منکم کامن لا یشتهی
- Kıyamet gününde bütün sırlar çıkacak, bilinip görülecek. Sizin de bilinmesini istemediğiniz sır meydana çıktı.
-
چون سقوا ماء حمیما قطعت ** جملة الأستار مما أفظعت 3600
- Sıcak suyu içtikleri gibi kendilerini rüsvay edecek sırları tamamı ile açığa vurulmuş oldu.
-
نار از آن آمد عذاب کافران ** که حجر را نار باشد امتحان
- Taş; ateşle sınanacağı ( ateş içinde parçalanıp yumuşayacağı, eriyebileceği) için kâfirler, ateşe atılırlar, onların azabı ateşle olur.
-
آن دل چون سنگ را ما چند چند ** نرم گفتیم و نمیپذرفت پند
- O taş gibi gönle biz kaç kereler yumuşak sözler söyledik, fakat öğüt almadı.
-
ریش بد را داروی بد یافت رگ ** مر سر خر را سزد دندان سگ
- Damarda da kötü yara olursa oraya kötü ilâç konur, eşeğin başına köpeğin dişi lâyıktır.
-
الخبیثات الخبیثین حکمت است ** زشت را هم زشت جفت و بابت است
- “Habîs olan şeyler habîsler içindir” hükmü bir hikmettir. Çirkine münasip olan çirkin eştir.
-
پس تو هر جفتی که میخواهی برو ** محو و هم شکل و صفات او بشو 3605
- Şu halde sen de hangi eşi dilersen yürü, onu al. Tanrı’da mahvol, onun sıfatlarını kazan!
-
نور خواهی مستعد نور شو ** دور خواهی خویش بین و دور شو
- Nur istersen nura istidat kazan; Tanrı’dan uzaklık istersen kendini gör, uzaklaş!