-
نار از آن آمد عذاب کافران ** که حجر را نار باشد امتحان
- Taş; ateşle sınanacağı ( ateş içinde parçalanıp yumuşayacağı, eriyebileceği) için kâfirler, ateşe atılırlar, onların azabı ateşle olur.
-
آن دل چون سنگ را ما چند چند ** نرم گفتیم و نمیپذرفت پند
- O taş gibi gönle biz kaç kereler yumuşak sözler söyledik, fakat öğüt almadı.
-
ریش بد را داروی بد یافت رگ ** مر سر خر را سزد دندان سگ
- Damarda da kötü yara olursa oraya kötü ilâç konur, eşeğin başına köpeğin dişi lâyıktır.
-
الخبیثات الخبیثین حکمت است ** زشت را هم زشت جفت و بابت است
- “Habîs olan şeyler habîsler içindir” hükmü bir hikmettir. Çirkine münasip olan çirkin eştir.
-
پس تو هر جفتی که میخواهی برو ** محو و هم شکل و صفات او بشو 3605
- Şu halde sen de hangi eşi dilersen yürü, onu al. Tanrı’da mahvol, onun sıfatlarını kazan!
-
نور خواهی مستعد نور شو ** دور خواهی خویش بین و دور شو
- Nur istersen nura istidat kazan; Tanrı’dan uzaklık istersen kendini gör, uzaklaş!
-
ور رهی خواهی ازین سجن خرب ** سر مکش از دوست و اسجد و اقترب
- Yok, eğer bu harap zindandan kurtulmaya bir yol istersen sevgiliden baş çekme, secde et de yaklaş!
-
بقیهی قصهی زید در جواب رسول علیه السلام
- Zeyd’in, Peygamber Sallâllahu Aleyhi Vesellem’e cevabı, bu hikâyenin sonu
-
این سخن پایان ندارد خیز زید ** بر براق ناطقه بر بند قید
- Bu sözün sonu yoktur. Zeyd; kalk, natıka Burak’ını bağla!
-
ناطقه چون فاضح آمد عیب را ** میدراند پردههای غیب را
- Söz söylemek kabiliyeti ayıbı açar; gayb perdelerini yırtar.
-
غیب مطلوب حق آمد چند گاه ** این دهلزن را بران بر بند راه 3610
- Tanrı, nice yerlerde gaybı ister. Şu davulcuyu sür, yolu kapa.