-
ور رهی خواهی ازین سجن خرب ** سر مکش از دوست و اسجد و اقترب
- Yok, eğer bu harap zindandan kurtulmaya bir yol istersen sevgiliden baş çekme, secde et de yaklaş!
-
بقیهی قصهی زید در جواب رسول علیه السلام
- Zeyd’in, Peygamber Sallâllahu Aleyhi Vesellem’e cevabı, bu hikâyenin sonu
-
این سخن پایان ندارد خیز زید ** بر براق ناطقه بر بند قید
- Bu sözün sonu yoktur. Zeyd; kalk, natıka Burak’ını bağla!
-
ناطقه چون فاضح آمد عیب را ** میدراند پردههای غیب را
- Söz söylemek kabiliyeti ayıbı açar; gayb perdelerini yırtar.
-
غیب مطلوب حق آمد چند گاه ** این دهلزن را بران بر بند راه 3610
- Tanrı, nice yerlerde gaybı ister. Şu davulcuyu sür, yolu kapa.
-
تک مران در کش عنان مستور به ** هر کس از پندار خود مسرور به
- Atını hızlı sürme, yuları çek. Sırların gizli kalması, herkesin gizli zannından mesrur olması daha iyi.
-
حق همیخواهد که نومیدان او ** زین عبادت هم نگردانند رو
- Hak kendisinden ümit kesenlerin de bu ibadetten yüz çevirmemelerini istemektedir;
-
هم به اومیدی مشرف میشوند ** چند روزی در رکابش میدوند
- Onlar da bir ümide kapılsınlar, birkaç gün o ümidin maiyetinde koşup dursunlar;
-
خواهد آن رحمت بتابد بر همه ** بر بد و نیک از عموم مرحمه
- Tanrı’nın merhameti herkese şâmil olduğundan diler ki o rahmet, herkesi aydınlatsın.
-
حق همیخواهد که هر میر و اسیر ** با رجا و خوف باشند و حذیر 3615
- Her bey, her esir, ümit ve korkuyla Tanrı’dan çekinsin.
-
این رجا و خوف در پرده بود ** تا پس این پرده پرورده شود
- Bu ümit ve korku: herkes bu perdenin ardında beslenip yetişsin diye perde ardına girmiştir.