طاعت و ایمان کنون محمود شد ** بعد مرگ اندر عیان مردود شد3640
Kulluk ve iman, şimdi makbuldür. Fakat ölümden sonra her şey meydana çıkınca inanmak, bir işe yaramaz.
چون که غیب و غایب و رو پوش به ** پس لبان بر بند لب خاموش به
Hakikatın kapalı, örtülü olması ve gayba inanmak daha iyi, daha makbul olunca ağzın kapalı, dudağın yumuk olması elbette iyidir.
ای برادر دست وا دار از سخن ** خود خدا پیدا کند علم لدن
Kardeş, sözden el çek ki bizzat Tanrı, sende Ledün ilmini meydana çıkarsın.
بس بود خورشید را رویش گواه ** أی شیء أعظم الشاهد إله
Güneşin varlığına delil kendisi yeter. Tanrı’dan daha ulu şahit kimdir?
نه بگویم چون قرین شد در بیان ** هم خدا و هم ملک هم عالمان
Hayır... Söyleyeceğim çünkü Kur’an’da şahadet hususunda hep beraberce Tanrı da anılmıştır, melek de âlimler de.
یشهد الله و الملک و اهل العلوم ** إنه لا رب إلا من یدوم3645
Tanrı da şahadet eder, melekler de, bilgili kişiler de: Şüphe yok ki Rabb, ancak daimî Tanrı’dır...
چون گواهی داد حق که بود ملک ** تا شود اندر گواهی مشترک
Hak, şahadet edince melek kim oluyor ki şahadette Tanrı ile müşterek olsun!
ز آن که شعشاع حضور آفتاب ** بر نتابد چشم و دلهای خراب
Çünkü ziyaya tahammül edemeyen zavallı gözlerle biçare gönüllerin güneşin nuruna ve güneşe takatleri yoktur.
چون خفاشی کاو تف خورشید را ** بر نتابد بگسلد اومید را
Bu çeşit gözler, böyle gönüller, yarasaya benzerler. Yarasa güneşin ışığına, güneşin hararetine tahammül edemez, ümidini keser ( güneşten mahrum kalır)
پس ملایک را چو ما هم یار دان ** جلوه گر خورشید را بر آسمان
Gökyüzünde cilve eden güneşe şahadette, melekleri de bize dost, bize eş bil!