-
خلق را دو دیده در خاک و ممات ** صد گمان دارند در آب حیات
- Halkın iki gözü de toprağa ve ölüme saplanmıştır. Abıhayat var mı, yok mu, bunda yüz türlü şüpheler var.
-
جهد کن تا صد گمان گردد نود ** شب برو ور تو بخسبی شب رود
- Sen cehdet de bu yüz şüphen de sana düşsün. Geceleyin yürü ,yol al... Uyudun mu gece gitti gider!
-
در شب تاریک جوی آن روز را ** پیش کن آن عقل ظلمت سوز را 3690
- O gündüzü geceleyin ara; karanlıkları yakan o aklı, kendine kılavuz yap!
-
در شب بد رنگ بس نیکی بود ** آب حیوان جفت تاریکی بود
- Kötü renkli gecede çok iyilikler vardır. Abıhayat, karanlıkların eşidir, karanlıktadır.
-
سر ز خفتن کی توان برداشتن ** با چنین صد تخم غفلت کاشتن
- Böyle yüzlerce gaflet tohumunu ekip durdukça başını uykudan kaldırabilir misiniz?
-
خواب مرده لقمهی مرده یار شد ** خواجه خفت و دزد شب بر کار شد
- Ölü uyku, ölü lokmaya dost oldu; efendi uyudu, geceleyin iş gören hırsız da hazırlığa koyuldu.
-
تو نمیدانی که خصمانت کیاند ** ناریان خصم وجود خاکیاند
- Senin düşmanın kimlerdir? Bilmiyorsun. Ateşten yaratılanlar, topraktan yaratılmışların varlığına düşmandır.
-
نار خصم آب و فرزندان اوست ** همچنان که آب خصم جان اوست 3695
- Ateş suyun ve oğullarının düşmanıdır. Nitekim su da ateşin canına düşmandır.
-
آب آتش را کشد زیرا که او ** خصم فرزندان آب است و عدو
- Suyun ve çocuklarının düşmanı olduğundan su da ateşi öldürür, söndürür.
-
بعد از آن این نار نار شهوت است ** کاندر او اصل گناه و زلت است
- Bütün bunlardan sonra ( şunu da bil ki) bu ateş, şehvet ateşidir, günahın suçun aslı ondadır.