-
نار شهوت را چه چاره نور دین ** نورکم اطفاء نار الکافرین 3700
- Şehvet ateşine ne çare var? Din nuru. Müminler ;nurunuz kâfirlerin ateşini söndürdü.
-
چه کشد این نار را نور خدا ** نور ابراهیم را ساز اوستا
- Bu ateşi ne söndürür? Tanrı nuru. Bu hususta İbrahim’in nurunu kendine usta yap.
-
تا ز نار نفس چون نمرود تو ** وارهد این جسم همچون عود تو
- Ki öd ağacına benzeyen bu cismin, Nemrut gibi olan nefis ateşinden kurtulsun!
-
شهوت ناری به راندن کم نشد ** او به ماندن کم شود بیهیچ بد
- Şehvet ateşi yanmakla eksilip bitmez. Yanmakla güzelce eksilir, nihayet yok olur.
-
تا که هیزم مینهی بر آتشی ** کی بمیرد آتش از هیزم کشی
- Bir ateşe odun attıkça o ateş nereden sönecek?
-
چون که هیزم باز گیری نار مرد ** ز انکه تقوی آب سوی نار برد 3705
- Fakat odun atmazsan söner. Çünkü bu çekinme ateşe su serper.
-
کی سیه گردد ز آتش روی خوب ** کاو نهد گلگونه از تقوی القلوب
- Yüzüne, kalplerin haramdan çekinmesinden kızıllık süren kişinin güzel yüzü, hiç ateşten kararır mı?
-
آتش افتادن در شهر به ایام عمر
- Tanrı ondan razı olsun, Ömer zamanında şehre ateş düşmesi
-
آتشی افتاد در عهد عمر ** همچو چوب خشک میخورد او حجر
- Ömer’in zamanında bir yangın oldu. Ateş, taşları bile kuru ağaç gibi yakmaktaydı.
-
در فتاد اندر بنا و خانهها ** تا زد اندر پر مرغ و لانهها
- Yapıları, evleri yakmağa, hatta kuşların kanatlarını ve yuvalarını bile tutuşturmağa başladı.
-
نیم شهر از شعلهها آتش گرفت ** آب میترسید از آن و میشگفت
- Alevler şehrin yarısını sardı. Su bile ondan korkmakta, şaşırmaktaydı!