English    Türkçe    فارسی   

1
3743-3752

  • آن خطا دیدن ز ضعف عقل اوست ** عقل کل مغز است و عقل جزو پوست‌‌
  • Halbuki bu hata görmesi, aklının zayıflığındandır. Akl-ı Küll içtir, Akl-ı Cüz’i ise deridir.
  • خویش را تاویل کن نه اخبار را ** مغز را بد گوی نی گلزار را
  • Kendini tevil et, hadîsleri değil; kendi dimağına kötü de, gülbahçesine değil!
  • ای علی که جمله عقل و دیده‌‌ای ** شمه ای واگو از آن چه دیده‌‌ای‌‌ 3745
  • Ey baştanbaşa akıl ve göz olan Ali! Gördüğünden bir parçacık söyle.
  • تیغ حلمت جان ما را چاک کرد ** آب علمت خاک ما را پاک کرد
  • Hilim kılıcın canımızı parça parça etti; ilim suyun toprağımızı arıttı.
  • باز گو دانم که این اسرار هوست ** ز آن که بی‌‌شمشیر کشتن کار اوست‌‌
  • Açıver; biliyorum, bu Tanrı sırlarındandır. Çünkü kılıçsız adam öldürmek, ancak onun işidir.
  • صانع بی‌‌آلت و بی‌‌جارحه ** واهب این هدیه‌‌های رابحه‌‌
  • Tanrı, aletsiz, uzuvsuz bir yapıcıdır. Artıp duran bu hediyelerin vericisi odur.
  • صد هزاران می‌‌چشاند هوش را ** که خبر نبود دو چشم و گوش را
  • Akla yüz binlerce şarap tattırır ki onlardan ne iki gözün haberi vardır, ne kulağın!
  • باز گو ای باز عرش خوش شکار ** تا چه دیدی این زمان از کردگار 3750
  • Ey arşta hoş bir surette evlanıp duran doğan! Bu anda Tanrı’dan ne gördün? Açıkça söyle.
  • چشم تو ادراک غیب آموخته ** چشمهای حاضران بر دوخته‌‌
  • Senin gözün gayb idrakını öğrenmiştir. Orada bulunan başkalrının gözleriyse kapalıdır.
  • آن یکی ماهی همی‌‌بیند عیان ** و آن یکی تاریک می‌‌بیند جهان‌‌
  • Birisi ayı apaçık görür, öbürüyse dünyayı kapkaranlık.