-
سحر عین است این عجب لطف خفی است ** بر تو نقش گرگ و بر من یوسفی است 3755
- Bu hal, acaba gabya mensup bir sihir mi, yoksa gizli bir lûtuf mu? Sende bir kurt sureti mi var, bende de Yusuf sureti mi?
-
عالم ار هجده هزار است و فزون ** هر نظر را نیست این هجده زبون
- Âlem on sekiz bin, hattâ daha fazla olsa bunların on sekizi bile her göze görünmez.
-
راز بگشا ای علی مرتضی ** ای پس سوء القضاء حسن القضاء
- Ey Aliyyel Mürtezâ, ey kötü kaza ve kaderden sonra güzel kaza ve kader, sırrı aç;
-
یا تو واگو آن چه عقلت یافته ست ** یا بگویم آن چه بر من تافته ست
- Ya sen akılına geleni söyle, ya ben gönlüme doğanı söyleyeyim.
-
از تو بر من تافت چون داری نهان ** میفشانی نور چون مه بیزبان
- Bu sır, senden parladı, bana vurdu; nasıl gizleyebilirim? Ay gibi, söylemeden nur saçmakta.
-
لیک اگر در گفت آید قرص ماه ** شب روان را زودتر آرد به راه 3760
- Fakat ayın kursu, söze gelirse gece yol alanları hemencecik yola sokar.
-
از غلط ایمن شوند و از ذهول ** بانگ مه غالب شود بر بانگ غول
- Yanlış yola gitmekten de emin olurlar, yoldan çıkmadan da. Ayın sesi, gulyabani sesinden üstün olur.
-
ماه بیگفتن چو باشد رهنما ** چون بگوید شد ضیا اندر ضیا
- Ay, söylemeksizin yol gösterirse, söyleyince ne yapmaz, dünyayı ışığa boğar!
-
چون تو بابی آن مدینهی علم را ** چون شعاعی آفتاب حلم را
- Madem ki sen ilim şehrine kapısın, mademki sen hilim güneşine şûlesin;
-
باز باش ای باب بر جویای باب ** تا رسد از تو قشور اندر لباب
- Ey kapı, kapı arayanlara açıl ki kabuklar içlensin (zâhir ehli, hakikate erişsin)!