-
میرهانی هر دمی ما را و باز ** سوی دامی میرویم ای بینیاز
- Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarmaktasın. Ey gani ve müstağnî Tanrı, biz yine bir tuzağa doğru gitmekteyiz!
-
ما در این انبار گندم میکنیم ** گندم جمع آمده گم میکنیم
- Biz bu ambarda buğday biriktirmede, toplanan buğdayı yine kaybetmekteyiz.
-
مینیندیشیم آخر ما به هوش ** کین خلل در گندم است از مکر موش
- Biz, bu vahşi mahlûklar topluluğu, düşünmüyoruz ki buğdayın noksanlaşması farenin hilesindendir.
-
موش تا انبار ما حفره زده ست ** وز فنش انبار ما ویران شده ست
- Fare, ambarımızı deldikçe, hilesinden ambar harap olmuştur.
-
اول ای جان دفع شر موش کن ** وانگهان در جمع گندم جوش کن 380
- Ey can, önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış, çabala!
-
بشنو از اخبار آن صدر الصدور ** لا صلاة تم الا بالحضور
- O büyükler büyüğünün haberlerinden birini dinle: “Huzuru kalb olmadıkça namaz tamam olmaz.”
-
گر نه موشی دزد در انبار ماست ** گندم اعمال چل ساله کجاست
- Eğer bizim ambarımızda hırsız bir fare yoksa kırk yıllık ibadet buğdayı nerde?
-
ریزه ریزه صدق هر روزه چرا ** جمع میناید در این انبار ما
- Her günlük azar azar sadıkane ibadet taneleri niçin bu ambarımızda toplanmıyor?
-
بس ستارهی آتش از آهن جهید ** و ان دل سوزیده پذرفت و کشید
- Çakmak demirinden birçok ateş yıldızı sıçradı, o yanmış gönül, onları kabul edip çekti.
-
لیک در ظلمت یکی دزدی نهان ** مینهد انگشت بر استارگان 385
- Ama karanlıkta bir hırsız, gizlice kıvılcımlara parmak basmakta.