-
این جنین در جنبش آید ز آفتاب ** کافتابش جان همیبخشد شتاب
- Cenin, güneşin tesiriyle harekete gelir. Güneş, ona derhal can bağışlar.
-
از دگر انجم بجز نقشی نیافت ** این جنین تا آفتابش بر نتافت
- Cenine güneş doğmadıkça, güneşin nuru, ona vurmadıkça öbür yıldızların tesiriyle canlanmaz. Onlar, ancak suretine hizmet ederler.
-
از کدامین ره تعلق یافت او ** در رحم با آفتاب خوب رو
- Cenin, ana rahminde güzel yüzlü güneşle bu alâkayı hangi yoldan kazandı?
-
از ره پنهان که دور از حس ماست ** آفتاب چرخ را بس راههاست
- Bizim duygumuzdan gizli olan bir yoldan gökyüzündeki güneşe nice yollar var.
-
آن رهی که زر بیابد قوت از او ** و آن رهی که سنگ شد یاقوت از او 3780
- Bir yol var; yakut, o yolla güneşten gıdalanır…Bir yol var; o yolla ve güneşin tesiriyle yakut olur.
-
آن رهی که سرخ سازد لعل را ** و آن رهی که برق بخشد نعل را
- Bir yol var, güneş o yola lâli kızıllaştırır. Bir yol var, o yolla nala kıvılcım saçma hassasını verir.
-
آن رهی که پخته سازد میوه را ** و آن رهی که دل دهد کالیوه را
- Bir yol var, güneş o yolda meyveleri oldurur… Bir yol var, o yolla korkaklara yürek verir.
-
باز گو ای باز پر افروخته ** با شه و با ساعدش آموخته
- Ey kandı aydınlanmış, padişahla ve padişahın koluyla ^şina olmuş doğan, açık söyle!
-
باز گو ای باز عنقا گیر شاه ** ای سپاه اشکن به خود نی با سپاه
- Ey padişahın ankayı bile avlayan doğanı, ey askerle değil, bizzat ve tek başına ordular kıran,
-
امت وحدی یکی و صد هزار ** باز گو ای بنده بازت را شکار 3785
- Sen, tek başına bir ümmetsin, fakat yüzbinlerce er sayılırsın. Ey bu kulu, himmet doğanına av eden!