-
امت وحدی یکی و صد هزار ** باز گو ای بنده بازت را شکار 3785
- Sen, tek başına bir ümmetsin, fakat yüzbinlerce er sayılırsın. Ey bu kulu, himmet doğanına av eden!
-
در محل قهر این رحمت ز چیست ** اژدها را دستدادن راه کیست
- Kahır zamanında bu merhamet neden? Ejderhayı elden bırakmak kimin yolu?”
-
جواب گفتن امیر المؤمنین که سبب افکندن شمشیر از دست چه بود در آن حالت
- Emîr-ül Müminîn Ali –Kerremallahu Vechehu- nun, cevap vermesi ve o sırada kılıcı elinden atmasının sebebi ne olduğunu söylemesi
-
گفت من تیغ از پی حق میزنم ** بندهی حقم نه مأمور تنم
- Ali dedi ki: “Ben kılıcı Tanrı için vuruyorum. Tanrı kuluyum ten memuru değil!
-
شیر حقم نیستم شیر هوا ** فعل من بر دین من باشد گوا
- Tanrı aslanıyım heva heves aslanı değil... İşim, dinime şahittir.
-
ما رمیت إذ رمیتم در حراب ** من چو تیغم و آن زننده آفتاب
- Ben “Attığın zaman sen atmadın, Tanrı attı” sırrına mazharım. Ben kılıç gibiyim, vuran o güneştir.
-
رخت خود را من ز ره برداشتم ** غیر حق را من عدم انگاشتم 3790
- Ben; pılımı pırtımı yoldan kaldırdım; Tanrıdan gayrısını yok bildim.
-
سایهام من کدخدایم آفتاب ** حاجبم من نیستم او را حجاب
- Bir gölgeyim sahibim güneş... Ona hacibim hicap değil.
-
من چو تیغم پر گهرهای وصال ** زنده گردانم نه کشته در قتال
- Kılıç gibi vuslat incileriyle doluyum; savaşta diriltirim, öldürmem.
-
خون نپوشد گوهر تیغ مرا ** باد از جا کی برد میغ مرا
- Kılıcımın gevherini kan örtmez. Rüzgâr nasıl olur da bulutumu yerinden teprendirebilir?
-
که نیم کوهم ز حلم و صبر و داد ** کوه را کی در رباید تند باد
- Saman çöpü değil; hilim, sabır ve adalet dağıyım. Kasırga dağı kımıldatabilir mi?