-
که نیم کوهم ز حلم و صبر و داد ** کوه را کی در رباید تند باد
- Saman çöpü değil; hilim, sabır ve adalet dağıyım. Kasırga dağı kımıldatabilir mi?
-
آن که از بادی رود از جا خسی است ** ز آن که باد ناموافق خود بسی است 3795
- Bir rüzgârla yerinden kımıldanıp kopan bir çöpten ibarettir. Çünkü muhalif esen nice rüzgârlar var!
-
باد خشم و باد شهوت باد آز ** برد او را که نبود اهل نماز
- Hışım, şehvet ve hırs rüzgârı, namaz ehli olmayan kişiyi silip süpürür.
-
کوهم و هستی من بنیاد اوست ** ور شود چون کاه بادم یاد اوست
- Ben dağım; varlığım, onun binasıdır. Hattâ saman çöpüne benzesem bile rüzgârım, onun rüzgârıdır.
-
جز به باد او نجنبد میل من ** نیست جز عشق احد سر خیل من
- Benim hareketim, ancak onun rüzgarıyladır. Askerimin başbuğu, ancak tek Tanrının aşkıdır.
-
خشم بر شاهان شه و ما را غلام ** خشم را هم بستهام زیر لگام
- Hiddet, padişahlara bile padişahlık eder, fakat bize köledir. Ben hiddete gem vurmuş, üstüne binmişimdir.
-
تیغ حلمم گردن خشمم زده ست ** خشم حق بر من چو رحمت آمده ست 3800
- Hilim kılıcım, kızgınlığımın boynunu vurmuştur. Tanrı hışmıysa bence rahmettir.
-
غرق نورم گر چه سقفم شد خراب ** روضه گشتم گر چه هستم بو تراب
- Tavanım, damım yıkıldı ama nura gark oldum. Toprak atası ( Ebu Turab) oldumsa da bahçe kesildim.
-
چون در آمد علتی اندر غزا ** تیغ را دیدم نهان کردن سزا
- Savaşırken içime bir vesvese, bir benlik geldi; kılıcı gizlemeyi münasip gördüm.
-
تا احب لله آید نام من ** تا که ابغض لله آید کام من
- Bu suretle “Sevgisi Tanrı içindir” denmesini diledim; ancak Tanrı için birisine düşmanlık etmeli.