-
این جگرها خون نشد نز سختی است ** غفلت و مشغولی و بد بختی است
- Bu ciğerlerin kan olmaması katılıktan, şaşkınlıktan, dünya ile uğraşmadan ve talihsizliktendir.
-
خون شود روزی که خونش سود نیست ** خون شو آن وقتی که خون مردود نیست
- Bir gün kan kesilir ama bu kan kesilmesinin o gün faydası yok. Kan kesilme işe yararken kan kesil!
-
چون گواهی بندگان مقبول نیست ** عدل او باشد که بندهی غول نیست
- Mademki kulların kölelerin, şahadeti makbul değildir, tam adalet sahibi, o kişiye derler ki gulyabani kölesi olmasın.
-
گشت ارسلناک شاهد در نذر ** ز آن که بود از کون او حر ابن حر
- Kur’an’da peygambere “Biz seni şahit olarak gönderdik” denmiştir. Çünkü o, varlıktan hür oğlu hürdür.
-
چون که حرم خشم کی بندد مرا ** نیست اینجا جز صفات حق در آ 3825
- Ben, mademki hürüm; hiddet beni nasıl bağlar, kendisine nasıl kul eder? Burada Tanrı sıfatlarından başka sıfat yoktur, beri gel!
-
اندر آ کازاد کردت فضل حق ** ز آن که رحمت داشت بر خشمش سبق
- Beri gel ki Tanrı’nın ihsanı seni azat etsin. Çünkü onun rahmeti gazabından üstün ve arıktır.
-
اندر آ اکنون که رستی از خطر ** سنگ بودی کیمیا کردت گهر
- Beri gel ki şimdi tehlikeden kurtuldun, kaçtın kimya seni cevher haline soktu.
-
رستهای از کفر و خارستان او ** چون گلی بشکفته در بستان هو
- Küfürden ve dikenliğinden kurtuldun, artık Tanrı bahçesinde bir gül gibi açıl!
-
تو منی و من توام ای محتشم ** تو علی بودی علی را چون کشم
- Ey ulu kişi, sen bensin, ben de senim. Sen Ali’ydin, Ali’yi nasıl öldürürüm?
-
معصیت کردی به از هر طاعتی ** آسمان پیمودهای در ساعتی 3830
- Öyle bir suç işledin ki her türlü ibadetten iyi bir anda gökleri bir baştan bir başa aştın.