-
که ز ضدها ضدها آمد پدید ** در سویدا روشنایی آفرید 3865
- Zıtlar, zıtlardan zuhur etmekte... Tanrı, kalpte ki süveydada daimi bir nur yarattı.
-
جنگ پیغمبر مدار صلح شد ** صلح این آخر زمان ز آن جنگ بد
- Peygamberin savaşı sulha sebep oldu. Bu âhir zamandaki sulh o savaş yüzündendir.
-
صد هزاران سر برید آن دلستان ** تا امان یابد سر اهل جهان
- O gönüller alan sevgili ( Peygamber), âlemdekilerin başları aman bulsun diye yüz binlerce baş kesti.
-
باغبان ز آن میبرد شاخ مضر ** تا بیابد نخل قامتها و بر
- Bahçıvan, fidan yücelsin, meyve versin diye muzır dalları budar.
-
میکند از باغ دانا آن حشیش ** تا نماید باغ و میوه خرمیش
- Sanatını bilen bahçıvan, bahçe ve meyve gelişsin diye bahçedeki otları yolar.
-
میکند دندان بد را آن طبیب ** تا رهد از درد و بیماری حبیب 3870
- Sevgilinin ağrıdan, hastalıktan kurtulması için hekim, çürük dişi çekip çıkarır.
-
بس زیادتها درون نقصهاست ** مر شهیدان را حیات اندر فناست
- Noksanlarda nice fazlalıklar var. Şehitlere hayat yokluktadır.
-
چون بریده گشت حلق رزق خوار ** یرزقون فرحین شد گوار
- Rızk yiyen boğaz kesildi mi “Onlar Rablerinden rızıklanır, ferahlarlar” nimeti hazmedilir.
-
حلق حیوان چون بریده شد به عدل ** حلق انسان رست و افزون گشت فضل
- Hayvanın boğazı kesilince insanın boğazı gelişir. O hayvan, insan vücuduna girer, insan olur, fazileti artar.
-
حلق انسان چون ببرد هین ببین ** تا چه زاید کن قیاس آن بر این
- İnsanın boğazı kesilirse ne olur, fazileti ne dereceye varır? Artık agâh ol da onu bununla mukayese et.