-
چون که مخزنهای افلاک و عقول ** چون خسی آمد بر چشم رسول 3955
- Göklerin, akılların hazineleri bile Peygamber’in gözüne bir çöp kadar ehemmiyetsiz görünürse.
-
پس چه باشد مکه و شام و عراق ** که نماید او نبرد و اشتیاق
- Artık Mekke, Şam ve Irak ne oluyor ki onlar için savaşsın, onlara iştiyak çeksin!
-
آن گمان بر وی ضمیر بد کند ** که قیاس از جهل و حرص خود کند
- Ancak gönlü kötü olan, onun işlerini kendi bilgisizliğine, kendi hırsına göre mukayese eden kişi onun hakkında böyle bir şüpheye düşer.
-
آبگینهی زرد چون سازی نقاب ** زرد بینی جمله نور آفتاب
- Sarı camdan bakarsan güneşin nurunu sapsarı görürsün.
-
بشکن آن شیشهی کبود و زرد را ** تا شناسی گرد را و مرد را
- O gök ve sarı camı kır da eri ve tozu gör!
-
گرد فارس گرد سر افراشته ** گرد را تو مرد حق پنداشته 3960
- Atlı bir er, atını koştururken tozu dumana katar, etrafta bir tozdur kalkar. Sen, tozu Tanrı eri sanırsın.
-
گرد دید ابلیس و گفت این فرع طین ** چون فزاید بر من آتش جبین
- İblis de tozu gördü, “Bu toprağın fer’idir. Benim gibi ateş alınlı birisinden nasıl üstün olur?” dedi.
-
تا تو میبینی عزیزان را بشر ** دان که میراث بلیس است آن نظر
- Sen azizleri insan gördükçe bil ki bu görüş İblis’in mirasıdır
-
گر نه فرزند بلیسی ای عنید ** پس به تو میراث آن سگ چون رسید
- Be inatçı, İblis’in oğlu olmasan o köpeğin mirası nasıl olur da sana düşer?
-
من نیم سگ شیر حقم حق پرست ** شیر حق آن است کز صورت برست
- Ben köpek değilim, Tanrı aslanıyım. Tanrı aslanı suretten kurtulandır.