English    Türkçe    فارسی   

1
4-13

  • هر کسی کاو دور ماند از اصل خویش ** باز جوید روزگار وصل خویش‌‌
  • Aslından uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.
  • من به هر جمعیتی نالان شدم ** جفت بد حالان و خوش حالان شدم‌‌ 5
  • Ben her cemiyette ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
  • هر کسی از ظن خود شد یار من ** از درون من نجست اسرار من‌‌
  • Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
  • سر من از ناله‌‌ی من دور نیست ** لیک چشم و گوش را آن نور نیست‌‌
  • Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
  • تن ز جان و جان ز تن مستور نیست ** لیک کس را دید جان دستور نیست‌‌
  • Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
  • آتش است این بانگ نای و نیست باد ** هر که این آتش ندارد نیست باد
  • Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
  • آتش عشق است کاندر نی فتاد ** جوشش عشق است کاندر می ‌‌فتاد 10
  • Aşk ateşidir ki neyin içine düşmüştür, aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
  • نی حریف هر که از یاری برید ** پرده‌‌هایش پرده‌‌های ما درید
  • Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşı, haldaşıdır. Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
  • همچو نی زهری و تریاقی که دید ** همچو نی دمساز و مشتاقی که دید
  • Ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak kim gördü?
  • نی حدیث راه پر خون می‌‌کند ** قصه‌‌های عشق مجنون می‌‌کند
  • Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.