-
در میان شاه و او پیغامها ** شاه را پنهان بدو آرامها 455
- Padişahla onun arasında haber gidip geliyordu. Padişah, ona gizlice vahitlerde bulunuyordu.
-
پیش او بنوشت شه کای مقبلم ** وقت آمد زود فارغ کن دلم
- Padişah “Ey devletli vezirim, vakit geldi, kalbini gamdan tez kurtar” diye mektup yazdı.
-
گفت اینک اندر آن کارم شها ** کافکنم در دین عیسی فتنهها
- Vezir de “Padişahım; işte şimdicik İsa dinine fitneler salma işindeyim” diye cevap verdi.
-
بیان دوازده سبط از نصارا
- Hıristiyanların on iki kısmı
-
قوم عیسی را بد اندر دار و گیر ** حاکمانشان ده امیر و دو امیر
- Hükümetleri zamanında, İsa kavminin on iki emiri vardır.
-
هر فریقی مر امیری را تبع ** بنده گشته میر خود را از طمع
- Her fırka bir emire tâbiydi; kendi beyine tamah yüzünden kul olmuştu.
-
این ده و این دو امیر و قومشان ** گشته بند آن وزیر بدنشان 460
- Bu on iki emirler kavimleri, o kötü vezire bağlanmışlardı.
-
اعتماد جمله بر گفتار او ** اقتدای جمله بر رفتار او
- Hepsi, onun sözüne itimat ediyordu, hepsi onun mesleğine uymuştu.
-
پیش او در وقت و ساعت هر امیر ** جان بدادی گر بدو گفتی بمیر
- O, öl, der demez her emir hemen o anda ölürdü.
-
تخلیط وزیر در احکام انجیل
- Vezirin İncil ahkâmını karıştırması
-
ساخت طوماری به نام هر یکی ** نقش هر طومار دیگر مسلکی
- Vezir, her emirin adına birer tomar düzdü. Her tomarın yazısı, başka bir olaydı.
-
حکمهای هر یکی نوعی دگر ** این خلاف آن ز پایان تا به سر
- Her birinin hükmü başka bir çeşittir. Bu baştan aşağıya kadar ona aykırıdır.