-
من به هر جمعیتی نالان شدم ** جفت بد حالان و خوش حالان شدم 5
- Ben her cemiyette ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
-
هر کسی از ظن خود شد یار من ** از درون من نجست اسرار من
- Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
-
سر من از نالهی من دور نیست ** لیک چشم و گوش را آن نور نیست
- Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
-
تن ز جان و جان ز تن مستور نیست ** لیک کس را دید جان دستور نیست
- Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
-
آتش است این بانگ نای و نیست باد ** هر که این آتش ندارد نیست باد
- Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
-
آتش عشق است کاندر نی فتاد ** جوشش عشق است کاندر می فتاد 10
- Aşk ateşidir ki neyin içine düşmüştür, aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
-
نی حریف هر که از یاری برید ** پردههایش پردههای ما درید
- Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşı, haldaşıdır. Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
-
همچو نی زهری و تریاقی که دید ** همچو نی دمساز و مشتاقی که دید
- Ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak kim gördü?
-
نی حدیث راه پر خون میکند ** قصههای عشق مجنون میکند
- Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.
-
محرم این هوش جز بیهوش نیست ** مر زبان را مشتری جز گوش نیست
- Bu aklın mahremi akılsızdan başkası değildir, dile de kulaktan başka müşteri yoktur.