دیو را نطق تو خامش میکند ** گوش ما را گفت تو هش میکند585
Senin sözün Şeytan’ı susturur, senin lütuf ve keremin, bizim kulağımıza akıl ve fehim verir.
گوش ما هوش است چون گویا تویی ** خشک ما بحر است چون دریا تویی
Söyleyen, sen olunca kulağımız, tamam akıldan ibarettir. Mademki deniz sensin, kurumuz da denizdir!
با تو ما را خاک بهتر از فلک ** ای سماک از تو منور تا سمک
Ey (sekizinci gökteki) Simak burcundan (denizin dibindeki) balığa kadar her şey, kendisinden nurlanmış olan! Seninle olunca yer, bize gökten daha iyidir.
بیتو ما را بر فلک تاریکی است ** با تو ای ماه این فلک باری کی است
Sensiz, biz göğün tâ üstünde bile karanlık içindeyiz. Ey ay! Gayrı bu felek, nedir ki seninle mukayese edilebilsin?
صورت رفعت بود افلاک را ** معنی رفعت روان پاک را
Göklerin sûreta yüksekliği var. Mana yüzünden yükseklik, temiz ruhundur.
صورت رفعت برای جسمهاست ** جسمها در پیش معنی اسمهاست590
Sûreta yükseklik, cisimlerindir, fakat mana huzurunda cisimler, isimlerden ibarettir.
جواب گفتن وزیر که خلوت را نمیشکنم
Vezirin “Halveti terk etmem" diye cevap vermesi
گفت حجتهای خود کوته کنید ** پند را در جان و در دل ره کنید
Vezir dedi ki: “Delillerinizi kısa kesiniz; nasihatimi, can ve gönülden dinleyiniz.
گر امینم متهم نبود امین ** گر بگویم آسمان را من زمین
Emin isem, emin adam ittiham edilmez göğe yer desem bile!
گر کمالم با کمال انکار چیست ** ور نیم این زحمت و آزار چیست
Eğer ben mahzı kemâl isem kemâli inkâr nedir? Değilsem bu zahmet, bu eziyet ne oluyor?
من نخواهم شد از این خلوت برون ** ز آن که مشغولم به احوال درون
Ben bu halvetten çıkmayacağım çünkü kalp ahvali ile meşgulüm.”