-
ای همیشه حاجت ما را پناه ** بار دیگر ما غلط کردیم راه
- Ey daima dileğimize penah olan Tanrı! Biz bu sefer de yolu yanıldık.
-
لیک گفتی گر چه میدانم سرت ** زود هم پیدا کنش بر ظاهرت 60
- Ama sen “Ben gerçi senin gizlediğin şeyleri bilirim. Fakat sen, yine onları meydana dök” dedin.
-
چون بر آورد از میان جان خروش ** اندر آمد بحر بخشایش به جوش
- Padişah, ta can evinden coşunca bağışlama denizi de coşmaya başladı.
-
در میان گریه خوابش در ربود ** دید در خواب او که پیری رو نمود
- Ağlama esnasında uykuya daldı. Rüyasında bir pir göründü.
-
گفت ای شه مژده حاجاتت رواست ** گر غریبی آیدت فردا ز ماست
- Dedi ki: “Ey padişah, müjde; dileklerin kabul oldu. Yarın bir yabancı gelirse o, bizdendir.
-
چون که آید او حکیمی حاذق است ** صادقش دان که امین و صادق است
- O gelen hazık hekimdir. Onu doğru bil, çünkü o emin ve gerçek erenlerdendir.
-
در علاجش سحر مطلق را ببین ** در مزاجش قدرت حق را ببین 65
- İlâcında kati sihri gör, mizacında da Hak kudretini müşahede et.”
-
چون رسید آن وعدهگاه و روز شد ** آفتاب از شرق، اختر سوز شد
- Vade zamanı gelip gündüz olunca... güneş doğudan görünüp yıldızları yakınca:
-
بود اندر منظره شه منتظر ** تا ببیند آن چه بنمودند سر
- Rüyada kendine gösterdikleri zatı görmek için pencerede bekliyordu.
-
دید شخصی فاضلی پر مایهای ** آفتابی در میان سایهای
- Bir de gördü ki, faziletli, fevkalâde hünerli, bilgili bir kimse, gölge ortasında bir güneş;