English    Türkçe    فارسی   

1
595-604

  • جمله گفتند ای وزیر انکار نیست ** گفت ما چون گفتن اغیار نیست‌‌ 595
  • Hepsi birden dediler ki: “Ey vezir, inkâr etmiyoruz, bizim sözümüz ağyarın sözü gibi değildir.
  • اشک دیده‌‌ست از فراق تو دوان ** آه آه است از میان جان روان‌‌
  • Ayrılığından gözyaşlarımız akmakta, canımızın tâ içinden ahu vahlar coşmakta!”
  • طفل با دایه نه استیزد و لیک ** گرید او گر چه نه بد داند نه نیک‌‌
  • Çocuk dadı ile kavga etmez. Gerçi ne kötüyü bilir ne iyiyi... Fakat boyuna ağlar durur!
  • ما چون چنگیم و تو زخمه می‌‌زنی ** زاری از ما نی تو زاری می‌‌کنی‌‌
  • Biz çenk gibiyiz sen mızrak vurmaktasın; inleme bizden değil, sen inliyorsun!
  • ما چو ناییم و نوا در ما ز تست ** ما چو کوهیم و صدا در ما ز تست‌‌
  • Biz ney gibiyiz, bizdeki nağme senden. Biz dağ gibiyiz, bizdeki seda senden.
  • ما چو شطرنجیم اندر برد و مات ** برد و مات ما ز تست ای خوش صفات‌‌ 600
  • Kazanıp kaybetmede satranç oyunu gibiyiz; ey huyları güzel! Bizim kazanıp kaybetmemiz sendendir.
  • ما که باشیم ای تو ما را جان جان ** تا که ما باشیم با تو در میان‌‌
  • Ey bizim canımıza can olan! Biz kim oluyoruz ki seninle ortada olalım, görünelim!
  • ما عدمهاییم و هستیهای ما ** تو وجود مطلقی فانی نما
  • Biz yokuz. Varlıklarımız, fâni suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin.
  • ما همه شیران ولی شیر علم ** حمله‌‌شان از باد باشد دم‌‌به‌‌دم‌‌
  • Biz umumiyetle aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır.
  • حمله شان پیدا و ناپیداست باد ** آن که ناپیداست هرگز کم مباد
  • Aslanların saldırışı meydânda; lâkin rüzgâr gizlidir. O gizli olan, aslâ eksik olmasın. (T.M. 602)