هر یکی را کرد او یک یک عزیز ** هر چه آن را گفت این را گفت نیز
Her birini ayrı ayrı ağırladı. Ona ne söyledi ise buna da onu söyledi.
هر یکی را او یکی طومار داد ** هر یکی ضد دگر بود المراد
Her birine bir tomar verdi, her tomar öbürünün zıddını ifade ediyordu.
جملگی طومارها بد مختلف ** چون حروف آن جمله از یا تا الف660
O tomarların metni “Ya” harfinden “Elif” harfine kadar olan harflerin şekilleri gibi birbirine aykırıdır.
حکم این طومار ضد حکم آن ** پیش از این کردیم این ضد را بیان
Bu tomarın hükmü, öbürünün zıddıydı, bu zıt diyeti bundan önce bildirdik.
کشتن وزیر خویشتن را در خلوت
Vezirin halvette kendini öldürmesi
بعد از آن چل روز دیگر در ببست ** خویش کشت و از وجود خود برست
Ondan sonra daha kırk gün kapısını kapadı. Kendisini öldürüp varlığından kurtuldu.
چون که خلق از مرگ او آگاه شد ** بر سر گورش قیامتگاه شد
Halk onun ölümünü haber alınca kabrinin üstü kıyamet yerine döndü.
خلق چندان جمع شد بر گور او ** موکنان جامه دران در شور او
Bir hayli halk onun yası ile saçlarını yolarak, elbiselerini yırtarak mezarı üstüne yığıldı.
کان عدد را هم خدا داند شمرد ** از عرب وز ترک و از رومی و کرد665
Arap’tan, Türk’ten, Rum’dan, Kürt’ten oraya toplananların sayısını da ancak Tanrı bilir.
خاک او کردند بر سرهای خویش ** درد او دیدند درمان جای خویش
Mezarın toprağını başlarına serptiler. Onun derdini yerinde ve dertlerine derman gördüler.
آن خلایق بر سر گورش مهی ** کرده خون را از دو چشم خود رهی
Bir ay ahali, mezarı üstünde gözlerinden kanlı yaşlara yol verdiler. Onun ayrılığı derdinden padişahlar da, büyükler de, küçükler de ah u figan ediyorlardı.
طلب کردن امت عیسی علیه السلام از امرا که ولی عهد از شما کدام است
İsa Aleyhisselâm ümmetinin emirlere "İçinizde veliaht kimdir?" diye sorması