-
چون که شد از پیش دیده وصل یار ** نایبی باید از او مان یادگار
- Sevgili, göz önünden kayboldu mu, onun visalinden mahrum kaldık mı, yerine birisinin vekil olması, birisinin bize yadigâr kalması gerekir.
-
چون که گل بگذشت و گلشن شد خراب ** بوی گل را از که یابیم از گلاب
- Gül mevsimi geçip gülşen harap olunca gül kokusunu nereden alalım? Gül suyundan!
-
چون خدا اندر نیاید در عیان ** نایب حقاند این پیغمبران
- Ulu Tanrı açıkça meydan da olmadığından, bu peygamberler Hakk'ın vekilleridir.
-
نه غلط گفتم که نایب با منوب ** گر دو پنداری قبیح آید نه خوب
- Hayır, yanlış söyledim. Vekil ile vekil edeni iki sanırsan (bu) hatadır, iyi bir şey değil.
-
نه دو باشد تا تویی صورت پرست ** پیش او یک گشت کز صورت برست 675
- Sen surete taptıkça ikidir. Suretten kurtulana göre ise birdir.
-
چون به صورت بنگری چشم تو دست ** تو به نورش درنگر کز چشم رست
- Surete bakarsan gözün ikidir. Sen onun nuruna bak ki o birdir.
-
نور هر دو چشم نتوان فرق کرد ** چون که در نورش نظر انداخت مرد
- Bir adam, gözün nuruna bakarsa iki gözün nuru, birbirinden ayırt edilemez.
-
ده چراغ ار حاضر آید در مکان ** هر یکی باشد به صورت غیر آن
- Bir yerde on tane çırağ bulundurulursa görünüşte her biri, öbüründen ayrıdır.
-
فرق نتوان کرد نور هر یکی ** چون به نورش روی آری بیشکی
- Nuruna yüz çevirirsen şüphesiz ki birinin nurunu öbürlerinden ayırt etmeye imkân yoktur.
-
گر تو صد سیب و صد آبی بشمری ** صد نماند یک شود چون بفشری 680
- Yüz tane elma, yüz tane de ayva saysan her biri ayrı ayrıdır. Onları sıkarsan yüz kalmaz, hepsi bir olur.