-
تیغ در زرادخانهی اولیاست ** دیدن ایشان شما را کیمیاست
- Elmas kılıç, velilerin silâh deposundandır. Onları görmek, size kimyadır.
-
جمله دانایان همین گفته همین ** هست دانا رحمة للعالمین
- Bütün bilenler, ancak ve ancak bunu böyle demişlerdir: bilen âlemlere rahmettir.
-
گر اناری میخری خندان بخر ** تا دهد خنده ز دانهی او خبر
- Nar alıyorsan gülen (çatlak) narı al ki onun gülmesi, sana tanesi olduğunu haber versin.
-
ای مبارک خندهاش کاو از دهان ** مینماید دل چو در از درج جان
- O ne mübarek gülmedir ki can kutusundaki inci gibi, ağızdan gönlü gösterir.
-
نامبارک خندهی آن لاله بود ** کز دهان او سیاهی دل نمود 720
- Mübarek olmayan gülme, lâlenin gülmesidir: Ağzını açınca kalbinin karalığını gösterir.
-
نار خندان باغ را خندان کند ** صحبت مردانت از مردان کند
- Gülen nar bahçeyi güldürür. Erler sohbeti de seni erlerden eder.
-
گر تو سنگ صخره و مرمر شوی ** چون به صاحب دل رسی گوهر شوی
- Katı taş ve mermer bile olsan, gönül sahibine erişirsen cevher olursun.
-
مهر پاکان در میان جان نشان ** دل مده الا به مهر دل خوشان
- Temizlerin muhabbetini tâ canının içine dik. Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme.
-
کوی نومیدی مرو امیدهاست ** سوی تاریکی مرو خورشیدهاست
- Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma güneşler var.
-
دل ترا در کوی اهل دل کشد ** تن ترا در حبس آب و گل کشد 725
- Gönül, seni, gönül ehlinin diyarına; ten, seni su ve çamur hapsine çeker.