English    Türkçe    فارسی   

1
752-761

  • طالعش گر زهره باشد در طرب ** میل کلی دارد و عشق و طلب‌‌
  • Talihli Zühre ise şevki, çalıp çağırmayı, aşkı diler, onlara adamakıllı meyli vardır.
  • ور بود مریخی خون‌‌ریز خو ** جنگ و بهتان و خصومت جوید او
  • Kan dökücü huylu Mirrih’e mensup ise cenk, bühtan ve düşmanlık arar.
  • اخترانند از ورای اختران ** که احتراق و نحس نبود اندر آن‌‌
  • Yıldızların ardında yıldızlar vardır ki onlarda ihtirak ve nahis olmaz.
  • سایران در آسمانهای دگر ** غیر این هفت آسمان معتبر 755
  • Onlar, bu meşhur yedi kat gökten başka diğer göklerde seyir ve hareket ederler.
  • راسخان در تاب انوار خدا ** نی بهم پیوسته نی از هم جدا
  • Birbirlerine bitişik ve birbirlerinden ayrı olmayan bu yıldızlar, Tanrı nurlarının ışığında dururlar.
  • هر که باشد طالع او ز آن نجوم ** نفس او کفار سوزد در رجوم‌‌
  • Her kimin talihi o yıldızlardan olursa o kimsenin zatı, kâfirleri taşlayıp yakar.
  • خشم مریخی نباشد خشم او ** منقلب رو غالب و مغلوب خو
  • Onun hışmı, bazen galip gelen, bazen mağlûp olan ve tesiri böylece değişerek yürüyen Mirrih’in hışmına benzemez.
  • نور غالب ایمن از نقص و غسق ** در میان اصبعین نور حق‌‌
  • Galip nur, noksandan ve karanlıktan emindir. Tanrı nurunun iki parmağı arasındadır.
  • حق فشاند آن نور را بر جانها ** مقبلان برداشته دامانها 760
  • O nuru, canlara Hak saçtı. Devletliler, onunla eteklerini doldurmuşlardır.
  • و آن نثار نور را وایافته ** روی از غیر خدا بر تافته‌‌
  • O nur saçısını bulan yüzünü Tanrı’nın gayrısından çevirmiştir.