-
جادویی کردت کسی یا سیمیاست ** یا خلاف طبع تو از بخت ماست
- Seni birisi büyüledi mi, yoksa bu simya mı? Yahut tabiatının değişmesi bizim talihimizden mi?
-
گفت آتش من همانم ای شمن ** اندر آ تو تا ببینی تاب من
- Ateş dedi ki: “Ey Şaman! Ben yine o ateşim. Hele bir içeri gel de benim hararetimi gör!
-
طبع من دیگر نگشت و عنصرم ** تیغ حقم هم به دستوری برم 830
- Benim tabiatım da değişmedi, unsurum da. Ben Tanrı kılıcıyım, izinle keserim.
-
بر در خرگه سگان ترکمان ** چاپلوسی کرده پیش میهمان
- Türkmen’in köpekleri, çadır kapısında misafire yaltaklanmış,
-
ور به خرگه بگذرد بیگانه رو ** حمله بیند از سگان شیرانه او
- Ama çadır yanına yabancı biri uğrayacak olursa köpeklerden aslancasına hamleler görür.
-
من ز سگ کم نیستم در بندگی ** کم ز ترکی نیست حق در زندگی
- Kullukta, ben köpekten aşağı değilim; Tanrı da hayat ve kudrette bir Türk’ten aşağı kalmaz.
-
آتش طبعت اگر غمگین کند ** سوزش از امر ملیک دین کند
- Tabiat ateşi eğer seni gamlandırırsa o yakış, din sultanının emriyledir.
-
آتش طبعت اگر شادی دهد ** اندر او شادی ملیک دین نهد 835
- Tabiat ateşi eğer sana sevinç verirse ona o sevinci din sultanı verir.
-
چون که غم بینی تو استغفار کن ** غم به امر خالق آمد کار کن
- Gam görünce istiğfar et. Çünkü gam, Halik emriyle tesir eder.
-
چون بخواهد عین غم شادی شود ** عین بند پای، آزادی شود
- Tanrı isterse bizzat gam, neşe… Bizzat ayak bağı, azatlık ve hürriyet olur.