-
همچنین شیبان راعی میکشید ** گرد بر گرد رمه خطی پدید
- Şeybân-ı Râî de sürünün etrafında böyle apaçık bir çizgi çekerdi.
-
چون به جمعه میشد او وقت نماز ** تا نیارد گرگ آن جا ترک تاز
- Cuma günü, namaz vakti Cuma namazına gidince kurtlar sürüye saldırmasın, yağmalamasınlar diye böyle yapardı.
-
هیچ گرگی در نرفتی اندر آن ** گوسفندی هم نگشتی ز آن نشان
- Hiçbir kurt, çizgiden içeri girmezdi. Hiçbir koyun da çizgi dışına çıkmazdı.
-
باد حرص گرگ و حرص گوسفند ** دایرهی مرد خدا را بود بند
- Tanrı erinin dairesi, kurdun hırs yeline de set ve mânia olmuştu, koyunun hırs yeline de.
-
همچنین باد اجل با عارفان ** نرم و خوش همچون نسیم یوسفان 860
- Böylece ecel rüzgârı da ariflere gül bahçelerinden esip gelen rüzgâr gibi lâtif ve hoştur.
-
آتش ابراهیم را دندان نزد ** چون گزیدهی حق بود چونش گزد
- Ateş, İbrahim’e diş geçiremedi. Çünkü Tanrı seçilmişiydi, onu nasıl ısırabilir?
-
ز آتش شهوت نسوزد اهل دین ** باقیان را برده تا قعر زمین
- Din erbabı da şehvet ateşinden yanmaz; hâlbuki başkalarını tâ yerin dibine geçirmiştir.
-
موج دریا چون به امر حق بتاخت ** اهل موسی را ز قبطی واشناخت
- Deniz dalgası Tanrı fermanıyla koşunca Mûsâ kavmini Kıptilerden ayırt etti.
-
خاک قارون را چو فرمان در رسید ** با زر و تختش به قعر خود کشید
- Tanrı fermanı erişince toprak, Karun’u altınlarıyla, tahtıyla tâ dibine çekti.
-
آب و گل چون از دم عیسی چرید ** بال و پر بگشاد مرغی شد پرید 865
- Su ile toprak, İsa’nın nefeslerinden gıdalanınca kol kanat açtı, kuş olup uçtu.